Seni Arardı Gönlüm Uzak DiyarlardaBir demir atma yalnızlığıdır kim bilir, o uzak ve derin sularımızdaki O kanlı ırmaklarımızda saldığımız kâğıttan gemilerdir, düş taşıyan Minik avuçlarımızdaki iniltili çakıl taşları gibi kendi ahdımızın ışımasıdır Kim bilir, belki de en yaşanası ve destansı aşkların hicaz mührüdür Yalınayak yürüdüğümüz düş bahçelerinde, yüreğimizde taşıdığımız yağız aşklardır Ezgin göğsümüzdeki korkularımızı astığımız ibrişim düğmeli sevda mintanıdır O çimdikle kendimize döndüğümüz düş sağanaklarında yaralı hayvanlar gibi kükremektir birbirimize Terk-i diyar mevsimlere sokularak, hangimiz ölümü saklamayız avuç içlerimizde, Kirpiklerindeki sevda alyansına anlam verebilsem, adını verirdim yine, aşk koksun diye O uzak diyarlarda seni arardı gönlüm, Babil gibi, ketum özlemlerini içe içe Ağlayışlarına dokunsam, dudaklarını elimle bastırarak, ’ağlama gülüm’ diyerek gözyaşlarını silsem!. Gül dikene vurgunmuş asırlardır, ‘ben de sana vurgunum gül bakışlı yarim ebediyen’ diyebilsem. Çok uzaklarda, kimsenin kimseyi tanımadığı o yangın artığı bilinmezliklerde El değmemiş umutları gerçekle değiş tokuş ederek yaşayanların ülkesinde Ruhunun el değmemiş bakir cennetinde bilinmedik renklerin alyansına uzatıp ellerimizi Seni en harlı güneşin ekseninde sonsuza dek sevebilmeyi, ömrüne ömürler verebilmeyi Seni, parçalanmış gururunun gömütlüklerinden çıkarmayı ne kadar çok dilediğimi Ve kâinatın içinde salınan yar gibi, sevgili gibi yaşanası çöllerinde birlikte ölebilmeyi ‘Görmemişin sonunda bir sevdası olmuş, onu da ölünceye dek sevmiş’ diyebilmeyi… Selahattin Yetgin |