durmadan kamçılıyor kirpiklerimi hınzır bir sancı başladı bulut toplamaya hüzün arsızı gözlerim yine güneşsiz kalacak toprağa aşık mimozalar gururumdan mıdır ne yediremiyorum ağlamayı kendime ne hikmetse içime içime yutkunuyorum sanırım her şeyi anlamak acıtıyor insanı ah şu beni teselli eden nilüferler de olmasa
nefes almak ne zor şu beton yığını evlerden şöyle yüksek bir dağ olsa hani doruğu da dumanlı olsa görmese, duymasa kimse beni bağırsam-bağırsam tüm avazımla artık alıştı dilim sükuta benim tek derdim her gün ölen çocuklar bu yüzden geri almıyorum şikayetimi kırgınım dünyaya
tövbe! kendimden başka hesap sormuyorum kimseye bağırmak istiyorsam acizliğimden değil biraz nefesim açılsın diye ah güneşi yaslı yaşam, hiç mi vicdanın yok bir de şu gururu kayıp haysiyetsiz şehirler durmadan keder tütüyor bacalarından kutsamak lazım bütün yeryüzünü değişsin şu grisinden usandığım evren
dedim ya; beni teselli eden güzellikler olmasaydı içimde çekilir miydi bu dünyanın nahoş çilesi bunca ölüm, bunca vahşet, bunca kin çeker giderdim vallahi namuslu ellerimi koyup ceplerime
süren sürsün riyanın saltanatını ben kıyamam düşleri kirletmeye neyse ki her günahkar kendi ipinde asarım hüznümü züliflerime yine dokunmam zülfiyare usulca yürür giderim toplayıp ateşimi içimde taşıdığım küllerimle!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dokunmam Zülfiyare! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dokunmam Zülfiyare! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.