10
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1225
Okunma
derin bir kuyudan çağlıyorsun
yerin kulağı duydu
cemredir çatlıyor toprağın
kabaran göğsün ılıcak
sonra fışkırıyor dalda tomurcuk
bahçelerde çocuklar
ben böyle bir sabahı karşılamıştım
sıvas gürün karayolunda
soluk almıştı kuşlar da
bütün bulutların yutulduğunu sanmıştım
ne kadar oldu bimem
yolllara revan olduğumuz
çölden
dönsek gidilmez
varsak aşılmazmış gibi görünen
dünyanın merkeziymiş meğer
bizden başlayıp
hep bize dökülen efkârı asumanın
bak halaylar kuruldu
hâlâ sevgilimmişsin meğer
unutmuşum
çok toza bulandı üstüm
sevgini giyinmişim
saçtan tırnağa iyilik ve güzellik
düşmese dilinden çengi âlemi suyun
hiç durmadan ürpersem
ürpersem ve dünya çıldırırcasına dönse hep
bir gerçeğe bel bağlıyor türkülerde erenler
asılıyorum sınadığın bütün yollara serin
bele, büyüt, emzir beni dilinle
kırk ağızda kırk kilidi yutan baharlar giyin
ateşler harlandı bak
yenildi yalanların feleği
kalbimin evi diyordum ya kavmine
seni sevdiğimden
durmaksızın
sevgilim sevgilim sevgilim
sen hangi çölde susadın böyle
hangi dergahta piştin
yurt, ülke, vatan
yerden göğe ellerim
yoksa sevgili yoksa
dünya baştan sona mı senin
.
şimdi.
5.0
100% (15)