BURASI HANAKBu şehrin her köşesi beyazın tonuna esir. Bu şehirde farklı renk,sekiz ay boyunca sır. Soğuk kelimesi bile burada soğuktan korkar. Bu şehirde geceleri,soğuğu soğuk yoklar. Gündüzü sis kaplar,birde rüzgar ve uğultusu, Geceleri vahşi hayvanların ürperten uğultusu Ve Başıboş atlara kurtların kurduğu pusu Kışın bu ovada mahlukat tümden donar. Sabah siste uyanır,öğleye güneş doğar İkindi de yağmur var,akşama kar yağar. Ve ertesi gün her tarafı beyaz’a boğar İşte o beyaz burda altı aylığına donar. Kalın buz tabakası yollara hükümran Nice yeni arabalar yollar da kurban Saçaklardan sarkan buzlara dikkat Bu şehrin ikizleri ölüm ve hayat Caddeleri dolduran hayvanların cümbüşü, İneği,kazı,ördeği,hindisi,sığırcık kuşu, Bütün bunlar bu şehrin en büyük süsü Ve yüzyıllardır değişmeyen sırlı büyüsü, Bir tosun yürüyor, sanki soğuktan şişmiş Yayladan inen dana babasına yetişmiş Tavuklarsa dün gece kartopu yumurtlamış. Kaz sürüsü bir alem,savaşa hazırlanmış Sokaklarına sinmiş hep tezeğin kokusu Yaşam koşullarının bu şehre kurduğu pusu Bu şehrin insanları medeniyet huysuzu Fakat sınırın güvencesi korkutur Rusu Kafkasya kartalları bu toprakta süzülür. Vahşi kurt aç kalmaz, bu ovada doyurulur. Göçmen ördek Hanak’ın nehrinde su bulur. Bu şehir zor şartlarda, insana yaşam olur. Karın içinde doğmuş,onlarca çocuk sesi Çıplak ayak oynaşır,buhar verir nefesi Yaşlıların başında, yünden sekiz köşeli fesi Burası Anadolu’nun küçük şirin köşesi Rahat yaşam müdavimi,bu şehri beğenmez Gelen memur torpil bulur burada eğlenmez Bu şehrin kadrini kıymetini kimseler bilmez Zoru başarmanın,hazzını kimse hissetmez. Bütün bunlar Hanak’ı anlatan cümleler, Bitmez ki sözler,daha neler var neler. Bu şehrin her köşesi ayrı bir roman. Bakabilirsen tabı,ya sis kapatır, ya duman |