Sen Bağışı..
Çoktandır sen bağışı yapılmıyor ihtiyaç bankama. Birkaç iyilik ve birkaç gülücük dışında. Nedensizliklerle can çekişlerim baş kaldırıyor yalnızlığıma. "Sen Rh(+)" taşıyan yok damarlarında, senin ve benim dışımda. Kaçak besleniyorum bende yalnız başıma kalmışlığım da.
Acil Durum! Arıyorum üç haneli numarayı; "Sen." kesmedin acımı, yetinemedin. Cinayet! Bir üç haneli numara daha; "Aşk." Fail sen, yarama ilacım sen. Her sözün başı, sonu, hepsi sen. Ama yine de kuru damarlarım. Dirhem sen akışı yok içimde, neredeyse ölürken. Tırnaklarımdan dökülüyor acım, tırnaklarım dökülüyor acıma! Ama ne işe yarar damarımda kan olmadıktan sonra? Sinsi bir "sen" hastalığı bu. Abartılacak yanı var! Sen hiç, "ilacın hastalığın kendi olanın olduğunu" duydun mu? Daha açığı şu; "Senin hastalığının ilacı yine sensin." İnsan kendi kendinin panzehiri olur mu? Düştüğü yeri hem yakıp hem söndürebilir mi? Dedim ya ihtiyacım olan biraz sen bağışı. Anons geç yüreğinden! Bir damlada olsa "sen" bağışlamak isteyen olursa, sonuna kadar açık damarlarımın kapısı. Anons geç damarlarından! "Acil durum" diye inlet kendini. Başına davet et aklını ve topla fikrini aklına. Sonra seslen vicdanına, insafa gelmesini söyle. İnsafsız vicdanların sayısı azdır, de ki; onlardan biri olmasın. Sonra hep birlikte bana gelin. Yalnızlığımın ışıltılı yollarında gezdireyim sizi. Görün sana olan susuzluğumu ve kendime olan acizliğimi. Biraz sen bağışı, biraz ben yaşantısı... Ne büyük kudret, ne büyük güç! Bu sesleniş, gücüme güç katanaydı, damarlarımda eksik olana, ihityaç bankamın en güçlü hazinesineydi! Bu sesleniş, bu haykırış onaydı, sana, aklına, vicdanınaydı! Bu çağrı "gel çağrısı"ydı! Sana yapılan bu çağrı; sen dışı kalmışlığın yüzüne bir tokattı! Yalnızlığımın başına inen bir şefkat eliydi! Anons geç kendinden ve kentinden! "Aranan kan bulunamadığından birini daha kaybettik" diye. Çünkü zaten var olan seni de tükettim seslenişlerimde! Aysun ÖZER |