Adını Koyamadığım Bir Şeyler
Bir ince umut sızısıdır benimki
Kötü zamanların içli bir hazan sesi Yitip giden bir öykünün Belkide son nefesi Bir yanda gül ve nergis mevsimi Bir yanda başımı yasladığım gece vakti Bedenimi saran sonbaharda Baksana kirpiklerime saklanmış Kır papatyalarının çiği. Tanıyamadığım duygularıma Bazen uzak bazen de yakınım Ama Ama hep bir şeyler var adını koyamadığım. Hayat mı ? Hayat yarım kalmış bir kitap gibi tozlu raflarda Ömürse bir teselli hayat çıkmazlarında Kirli bir çocuk yüzüyüm şimdi kapılarda Yüreğim avuçlarımda Gamdan bir dağ oturmuş iki göz pınarıma İsyanların acı nefesi yakar kavurur derinden Kor gibi düşer meltem esen bağrıma Bir günlük misafir mutluluk Hoş geldin güle güle, bu hazanın sofrasında. Ah ! Rüzgara verdiğim umudum Ah ! Dağ serinliğim Bilirim yokluğun buz, üşütür ellerimi Yüreğimin en derini hüznü seferde şimdi Ha bu gün ha yarın derken, günler aylarda Aylarda yıllarda Bir dost gülücüğü kaldı zamanda Bir türlü anlıyamadığım. Benimse dostluk sofrası her daim muradım Bazen aç bazen tok, ne yapalım Dedim ya ! Hep bir şeyler var adını koyamadığım. Gönlüm bir gün her mısrada bir şarkı olacak Umudun karasında tüm siyahlardan kaçak Hayalde bir düş boyutu Biliyorum büyük bir aşkla yaşanacak Payıma düşen mutluluk o gün Mavi ırmaklardan akacak. Dallar tomurcuklanıp, bağlarda çiçekler açacak Bir menekşe büyüyecek yüreğimin kıvrımlarında Gözlerimde muştular bölünecek Dudaklarım eğilip gamzelerini bulacak Ilık bir akış damarlarıma dolacak Ve hüzünde yitip giden bilinmezleri görüp Sevincimden ağlayacağım Dizleri kanamış bir çocuk gibi doyasıya ağlayacağım. İşte böyle Hala düşünüyorum da bulamıyorum Dedim ya ! Hep bir şeyler var adını koyamadığım. Yüksel Beyocaktan |