VAZGEÇERİM SEVMEKTEN
Ne dermanım kaldı artık, ne bir damla arzum,
Ruhumu bürüyen bambaşka bir beden sanki. Feryadımın ağında mahpus kaldı huzurum, Gözlerimden süzülen göz yaşım da sen sanki. Bir tebessüme yer veren o anları sevdim, O anlar ki büsbütün zarafetinle taşmış. Hüzün dağıtan beyaz yalanları da sevdim, Kibar diline dökülmüş, pak kalbinden aşmış. Zerre karşılık ummadan sana bel bağladım, Kupkuru ağaçlara gülünç bezler bağladım, Metruk yollarda sıkıştırınca beni zaman, Varlığına sevinmek varken kamsız ağladım. Gözlerim düşer boşluğa, görmek ister seni, Bir şans arzular ellerim, değmek ister seni, Sen olmadan noksandır, kaknemdir güzellikler, Çirkin olan ne varsa yanında ister seni. Görkemli seyrinle narlarda yandı ümitler, Coşkumla baş edemedi, tükendi divitler, Bir anahtar yoktu sızmak için yüreğine, Ne ettiysem olmadı, çözülmedi kilitler. Sen olmadan heba ettiğim sayısız nefes, Soldurur yüzümü, ne tad bırakır ne heves, Ölüm girer düşüme, yoksa medet cephenden, Sarsın beni çepeçevre o topraktan kafes. Ne hazin vaziyet ki ben geceyim sen gündüz, İçinde kaybolduğumuz yalandır düpedüz, Babam gibidir sevmek, anam gibidir aşk, Koskoca Dünya’da hem yetimim hem öksüz. Öyle perişanım, yüz çevirmiş benliğinden, Bir tebessüm bile kalmadı zenginliğimden, Mirasım göz yaşları ile süslü elim keder, Nesebim bihaber olmasın yitirdiğimden. Dudağımda mahpus kalan o veda busesi, Her bir zerresi tenin kokan rüzgarın sesi, Hasret de getirir beraberinde, kimsesiz, Sırtımda can yükü, ensemde aşkın nefesi. Gün gelir de kuşlar bıkarsa gökte gezmekten, Duru ırmaklar akmaktan, balıklar yüzmekten, O vakit yolumu kurar, gayemi satarım, Vazgeçerim sevmekten, vazgeçerim sevmekten… Salih Duysak |
Yüreğine kalemine sağlık, yürek sesin hep çağlasın
Saygılar