LÂYİHAPeymâne-i lebden içtim ben şarâb-ı lâlimi, Serhoşunum, bîçârenim, gör perişan hâlimi. Devâm sensin, medet senden, bir nigâh et aşk ile, Bir tesellî bûsesi sun, unuttur ahvâlimi... Bûselerin ateşiyle yanar yürek, püryândır, Müptelâyım derd-i aşka, dîdelerim giryândır. Ne ferace, ne de yaşmak, sînen bana üryandır, Bî hicap bir tavrınla gel, teskin et melâlimi... Gel ey sâki, leblerinle âb-ı hayat sun bana, Tabîbim ol, dudakların bir çare bulsun bana, Deva olsun, dermân olsun, bir şifâ olsun bana, Ben, bu dertle tükenirsem, taşırsın vebâlimi... Firkat varsa kapanır mı gönüllerin yâresi? Gel de bitsin bu hasretlik, ömrümün mah pâresi. Her sevdâda saadetin vuslattır tek çâresi; Gel, bir demet çiçek gibi sun bana helâlimi... ::::::::::::::::::::.. lâyiha................:dilekçe peymâne-i leb...:dudaktan kadeh şarab-ı lâl...........:kırmızı şarap nigâh..................:bakış püryan...............:kebap dîde..................:göz giryan...............:ağlayan üryan................:giysisiz bî hicap.............:utanmadan, çekinmeden melâl..................:üzüntü, sıkıntı vebâl..................:günah firkat...................:ayrılık mah pâre............:ay parçası |
Yüreğine kalemine sağlık,
Yürek sesin hiç susmasın......
Saygılar