düşme-leğim..
ve hayat
hayatım hayatımız yıkılan hayallerimin enkazı altında kalıyor yüreğim midem sancı yapıyor ve ben şimdi bildiklerimi yazıyorum beyaz bir kağıda ki aldığım sıfırla yenileneceğim ben bu aşkta sınıfta kaldım sen kendini kurtar şimdi sadece kalakaldığım yerde duruyorum hareketsiz/tam önünde kül kedisi seni bozuk ezberli bir hikaye gibi gel/ebilirim sana kendi külünden yeniden doğayı bekleyen bir anka ya da sana saçma sapan/darma dağınık traş olmayan yüzüme dökülen sensiz bir kaç telim gibi giyinik veya çıplak kalabalıkların içinde yalnız ve yalnız ışıkların aydınlığında bir anons sesiyle ya da bana dokunmayı öğreneceğin o çıkmaz sokakta sana darma dağınık gel/ebilirim ben bunu/gerçekten sadece bunu yapabilirim asla öldürebileceğim bir anı veya düş olmaz ki önce sen gel dokun bana sonra bak ve otur kimsesiz/sahipsiz omuzlarna vursun ışığın kırılganlığı ve sal üzerime korkularını/kokularını sonra çık git sesi kısık/kapı sesiyle ve sevgili; demiştim ya ’kendi bedeline yenik düşmüş/kısır bir nedenin sonucuyum’ karmaşık gelmiş olabilirim lakin senin ruhuna en yakın olan bendim birazda benzeyen sana bu yüzdendi belkide yüreğinde anlaşılabilir olma isteği beni anlayamadığın için evet üzgünüm bende bir kapı eşiğinde/sesinde kalakaldığım yerde olduğum için üzgünüm ki yer değiştiriyor gerçeklerimiz fiziksel bir aykırılık var işte bu yüzden kayıyor toprak bu yüzden hissetmiyorum yer çekimini ve derinlerimde bir karadelik/boşluk/acı dönüyor başım/tekrar tekrar dönüyor yazdığım şiire gözlerim dokunuyor gözlerimin içi ağrıyor kapamalıyım ışığı/seni ve gözlerimi ki bir hikaye mi dilemiştin? buradayım ve hala kısılmış bir kapı sesinde bedenimde senin kokundan fazlası var hissediyorum bir b-aşka kokuyorum kendime kendi bedenime kendi etimle buradayım o masanın önünde kahve fincanında külü kırılmış bir dumanın kirpik ucunda... (...) |
Harikalar ustası arkadaşım, okurken bitmesin istiyorum dizelerini..
tebrikler
sevgiler..