Kalabalık mı dedi bir ses! sessizliği tercih ederim.... Bazen en yüce kapının suskunluk yolundan geçtiğini düşünürüm. Dil acı söyler, kalp güzel konuşur, sözcükler çok süslüdür....... Yalnızlık en masum tarafımızdır, gürültü kalabalıktan gelir, ama hoş seda yalnızlıktandır
çayında kahvenin de tadı yok , sen yoksan hayatımda, bir telvenin diline dolanır akşam serenatları, ansızın çalar kapıyı turnalar, yokluğa kanat çırpmak için, göçmen belledin beni ey zalim ayna.................. .......................çık yokluk evrenimden, ben dünyayla baş başa mutluyum.
ellerimin arasında mutluluk ve ellerimin arasında gözlerin. ........................Gece ayazında çıktım karşına, bağıra çağıra uyandım sensizlikten yana yine............................. bırakıyorum ellerimin arasındaki mutluluğu avuçlarına doğru, Püf! desem kaçacak gibi yarınlar, en ürkek yerinden tutuyorum ellerini, ............ bir daha bırakmamak üzere. Ünlü düşmesi yaşadı cümlelerim. .......................Ve poşetlerden uçurtmalar yaparım, Gökyüzünde asılı kalırlar, Ellerim bomboş yanarım. Kademlerim hızlı, güvertede martılar, ........Rakım siyah, derya bulanık, Sütüm kırmızı, kırık beyaz yarınlar...
Gönlümdeki Yusuf aynadaki güzelliğine bakıp da kibirlendiği an! ..........Gönlümdeki saflıkta bulanır... Ve ben saf kalmak isterim her zaman. Aslanlar uykuda ve sararmış bulvar suretim, .....................çini tezhiple umutsuz bir dansta, Gamlı ağaçlar, kanlı Asya. Ben simurg .................sen medeniyet yortusu, gök KÜSKÜN yer yüzü hiçliğe gebe, dünya bin beş yüz kere sarsıldı........ Bir çocuk ağladı diye...... ben ISSIZLIĞI ISIRDIM..................
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.