HERCAİ ve KARDELEN 2 - MÜHÜR
Bunlar kelamın, kalemden istifası
Gönlün gönlümü zımparaladı gitti pasım Senden önce gönül su diye kezzap içti asıl Çünkü uzatılan her suyun pisti tası Sıcaktan haz etmeyen bu kalbime asırlık gölgesin Bir mühür gibi vurdum seni kalbe, yokluğunla söz kesip O şehrin tüm ışıklarını yok etmek istiyorum Yeter ki güzelliğini kimse görmesin Göz bebeklerim tutuşur, sen söndürecek olan damlasın Yavaş yavaş kalbe doğru dudağımdan sız Zincirlerim kırıldı, buralarda kaybolucak iken Sen beni, bende tutan son halkasın 2 ayrı şehirde, ama aynı seyirde, 2 avuçta bir duayız Ayrı yastıklarda, ayrı uyku ama aynı rüyadayız Sarılıp uyumamız lazımken, biz biraz uzağız Ama yakında bozacağız, bize kurulan bu tuzağı Ben sana bağımlı kıldım içimdeki sevgimi Arayıp buldum en son, kaybetmiştim yerimi Yorgunum uzak yoldan geldim sefilim Senin elinden olsun da su diye de içerim ben zehiri Lakin başkaları ab-ı hayat uzatsa da kalbe içirmem Aklım başımdan gitmek üzere çağrı mı yok ki işiten Ben yolunda deli olmaya da razıyım Zaten pekte akıllı sayılmaz aşkı kalbine giydiren Nur yüzünü gördüm tükendi korkularım Elini tuttum aşka gidiyorum uygun adım Eşsizliğini görünce senin Benden uçtu gitti aklım, uçtu gitti uykularım Hayattan tek isteğim sadece yanında olmak Ama bilirim ki aşk çile çekmeden olmaz Dağınık saçım başım, gitti aşım, aşka açım Sen haricinde kim ne verse gönül doymaz Ben çay aşığıyım ama gözlerinin ’kahve’sine hiçbir şeyi değişmem Serfirazsın tüm kahvelerden, ela dan, maviden, yeşilden Uzak diyarlarda da olsan gelirim ben peşinden Mutluluğa bir adım kala hiç dönülür mü eşikten? Soğuk odamda soluksuz hasret geceleri Uzun zamandır aşkı göstermiyo bu gönül penceresi Aşk ile kanatlandım, öfke ile seyir eder arz cazibesi Bu hasret ve özlemi yüreğimden bence gel de sil Ansızın çıktın, kara günümü düğün edip Nice feryadımı susturdum, bunların hepsi birer türkü deyip Bitmesin diye bu aşk, seni kalbe mühürledim Her gün daha fazla seviyorum seni, anılarımıza gülümseyip Tekrar geliyim. Elimde bir gül olsun masamız da çay Öyle yakın olalım ki, ışığını geçiremesin aramızdan ay Lakin sana uzak, geceye yakınım Elini uzat, gönlümü düştüğü bu karanlıktan al |