ardından
güz sancısıydı akşamüstü
her adımda sararıyordu biraz ben sararıyordum biraz yapraklar meteliksizdim belki biraz bozukluktu senden geriye kalmış olan yürek ama o da sararıyordu sarıya çalıyordu sokak lambaları yine de ölüyordu insanlar meçhul sokak köpeği bunları görüyordu ama sarıya çalan sokak lambası onun için bir şey anlam ifade etmiyordu güz sancısı neyse aynıydı onun için gölgesi hüzünlüydü yüzünün gece damlıyordu balkona iki çocuk olurduk böyle geceler gülüşürdük şiir okurdum sevişirdik bilmiyordum turgut uyar’ı çok sevdiğini uyurduk gece çekip giderdi sokak lambaları sönerdi sen uyanırdın kollarım altında bana bakardın yüreğim çekip giderdi bilmiyordun sabaha karşı ne kadar güzel olduğunu |