Çay ve ZamanGün aşıyor tepeden, Gümüş tepside zaman. Çayı sürün ocağa, Çayla demlensin zaman. Çayımız yudum yudum, Sohbet sunarken bize. Eşlik eder saksıda. Mor kaküllü menekşe. Eş dost cümle tanıdık, Tanıdık tanımadık. Aynı coşkuyu duyar, Çay içilen o yerde. Allah’ın her gününü, Her kul güzel yaşasın. Kavga dövüş olmasın. Çayla barış yaşasın. Gün tepeyi aşsa da Sabah yine doğacak. Soframızda mutlaka, Yine çay bulunacak. Mor kaküllü menekşe, Mendillerde işlidir. Erguvani gülüşler, Dudaklarda gizlidir. Dudak çay bardağına, Dokunur itinayla. Dost el çayı doldurur. Sunar çay yâranına. Hasılı sabah akşam. Çaydan vazgeçmeyiz biz. Dostlarımızla her dem, Demli çaylar içeriz. Güneş o dem mahcuptur. Demlenir gizli gizli. Güneşi arayanlar, Olmamalı elemli. Güneşle çay ezelden. Huzurda buluştular. Dostluk kurup yıllarca. Zamanla yarıştılar. Sözü de pek uzattık. Kısa keselim artık. Çaya zamana nispet. Bir kesme şeker attık. Şeker de zaman gibi. Eriyor *kıdım kıdım. Sona yaklaşıyoruz, Her nefes adım adım. Ankara,03.12.2007 İbrahim Kilik *halk dili. " azar azar" |
Gümüş tepside zaman.
Çayı sürün ocağa,
Çayla demlensin zaman.
Harikasınız
Hep demlenmiş şiirleri severim
Üstelik şiir kendisi demli ve içinde demlenecek
bir çay da varsa
Tadına doyum olmuyor
Çok ama çok güzeldi
Sevgi saygı ve hürmetle