GÜLÜŞLERİ YAKIŞTIRMA...!dayanamıyorum sözlerine bana gülüşleri sakın yakıştırma... sanki gülüşler sıkıştırmışım gibi yüzüme. gülmüyorum ben..! baksana ...! gözyaşlarımın beyaz tuzu duruyor hala suratımda. yaşanmıyor be adam yaşanmıyor... şu şehrin kirli kokusu yine de bastıramıyor, götüremiyor üzerimde kalan nefesini sokak lambalarının ışıkları bile seni çiziyor yürüdüğüm yollara. caddelerdeki tüm arabalar senin.. bir korna çalıyor aniden irkiliyorum biliyorum sen değilsin. ama yine de, yine de bir gülüş konduruyorum yüzüme kendimi kandırıyorum. bak...! indin şimdi arabadan. girdin koluma, o bakışını bırakarak gözlerime en sevdiğimiz köşe başı bir meyhane... oturduk seninle diz dize ah be adam ahh... içelim şimdi tüm gelmişimize geçmişimize... sarhoş edelim, sigaranın dumanında boğalım; tüm ayrılıklarımızı, acılarımızı ne çok özlemişim seni be.... hayır ağlamıyorum... onlar cennetin damlaları neden kayboldun şimdi gözlerimin önünden.. daha şişenin dibini bulacaktık.. garson...! neden seslendin ki bana bak...! o yok artık şu masada...! bırak.... dokunma bana dokunma.!!! koşmayalım ardından, karanlıklara yine onu bırakmadan yoruldum..! dermanım yok, yokluğun bu sokaklarında koşmaya. içim dışım çürüdü, bu gözyaşları çok üşütüyor artık beni... cebimde soldu sensizliğimin resmi gülmüyorum be adam gülmüyorum...! gelir asarım kendimi bahçendeki ağacına, örtersin en sevdiğim çiçekleri üzerime. bana sakın gülüşleri yakıştırma...! ben ölümü gördüm zaten. çalan her şarkıda, her gecenin bize ait yıldızında, yatağımın boş kalan yanında, kapının her çalınışında, giden ayaklarıma ettiğim küfürlerde, aynaya bakarken, göremediğim gözlerinde, artık şaçlarımı okşamayan ellerinde, ben nasıl güleyim; yok ki nefesin artık nefesimde...! bana sakın gülüşleri yakıştırma...! dokunma sakın dokunmaaaa...! gülüş sanıp, yüzümdeki senli tuzlarıma . ben seni yine özlerim, ben seni yine severim, zamana gerek yok, mekana gerek yok, yalnızca sen lazımsın bana... bırak izin ver ; Seni sensiz de yaşamama...! /NergizA/ |
yokluk diz boyu çukur,
düştükçe kararan,
karardıkça sönen lambaların ardından içilir,,sessizliğe,