Çıkmaz Yolun Son DurağıYitik hayaller sahnesinde İnceden de ince Sıcak yağıyor kar Büyülüyor ipeksi dokunuşu Beyazın tanıklığında Dökülüyor son perdeye Pervasız rüzgâr! Bir anlamı yoksa kurtuluşun Dil bülbüle Yürek ateşe Göz yağmura Dönse ne çıkar Hasretimin sağanağı Yüreğimin sevda teli İnciler biriktirdim müjgânıma Bırak! Islanan ben üstünde süzülsün mazi Sıcağın soğuğa hükmü Kalbin bedene isyanı Oysa, suskun mavinin derinliğinde Arınmaktı tek derdi. Yılların kamburu muydu taşıdığı ağır yük Zor muydu dikenleri temizlemek Aşamaz mı sarp dağları Ulaşamaz mı ufkun kızıllığına Cenin huzuru bulamaz makber toprağında Hüzün yağar hazan gülü Çıkmaz yolun son durağında Bıraksalar Uçardı sevda yoksulu yüreği Küçülürdü cim karnında bir nokta kadar Tutsak duygularını dökerdi özgürlük ülkesine Sırılsıklam ıslanarak duygu sağanağında Ve elleriyle boğardı sol yanını Çıkmaz yolun son durağında 20 Eylül 2010 Müjgan Pekdoğan |