" çok eksildik mi ne "feragat ettim ay yüzlü gülümsemelerinden itaatkâr hüzünler gözlerimle bakıyor artık sen, uzak bir kentin en ücra sokak lambasında ışıyorsun hasretinle derin bir sohbete dalmışken ben, hâlâ çok üşüyorum bu sevdanın, çetelesini tuta tuta geldim ayrılığa hani bugün bir turnanın kanadına sürüp, saçlarını salacaktın gökyüzüne ? hani öpecektin acılarımdan ? basireti bağlanmış peri bacaları gibi ağla doyasıya, çünkü antik kenti çaldım masallarından gizlice sana acılarımı takdim ediyorum sevgililer günü anısına, kabul buyur ! yağmur mevsiminin en muteber ayındayız ve ben, zemheri bileyleyen gözlerimle bakıyorum sana umumun hanesine yazılan tebessümleri yadırgayan aykırı rüzgarlardan kovulmuş, mavzer kurşunuyla kundaklanmış biraz toprak kokusuyuz biz söyle, herşey olabilir miyiz hiç bir şey olamadıktan sonra ? fikri tekamül içerisinde bütün hüzünlerim bugün çok üzgünüm çok ! ayrı havalardan nefeslenmemizin bir tek bahanesi bile yok üç ayak bulutlara asılan yağmur taneleri gibi kendi taburemi tekmelemek üzereyim hani düşlerimin müdavimi, kuşların hiç bir kanat darbesi öldürmeyecekti beni ? hani gece yarılarının koynunda tarayacaktın saçlarımı ? ah sevgili ah ! önce eskidik de, sonra çok eksildik mi ne ? --- aras ------------ |