Yalnız
Hic bitmez şu gecelerin hazin öyküsü
dilimde tat yok kulaklarımda sessizlik büsbütün Yatağımda dehşet içinde kalmış ruhum uzanıyor hayal sanıyorum ben kollarım uzadıkça uzuyor Ben bir eskimiş resmim çerçevelenmiş,asılmış nemli duvarda çivisı paslanmış hayal meyal hatırlanan bir adam oldum sonbahar rüzgarında sarı yapraklara karışmış belki mutluydum dökülen yapraklar gibi bir zamanlar çocuktum uçurtmasını uçuran kelebekleri kovalayan Zaman kilitli kapılarını kapadı üstüme küflenmiş hatıralar verdi şu karanlık hücreme. Sokak lambasının derdini ezberledim ben karanlık gecelerin yatağına serildim Bu uykusuzluğum neyin nöbeti ne için? Sabah kuş sesleriyle uyanmayı özledim. Ne zaman biter bu yol bu yokuşlu yol Var mı başka bir sey isteyen kaderden? Adam atlar mı köprüden ölüme umutlanınca ölüm alır götürür mü adamı yalnızlıktan? |