BODRUM 2Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ----Gız Satıı! gel bi hele dün gece Döne’eyle gocası çok büyük kavga ettiler,haberin yok senin,neler oldu neler!
----İki komşu kapı eşiğinde,alt kat komşuları,daha doğrusu,can ciğer kuzu sarması,kankalarından bahsediyorlardı. -----Niye gız iyilerdi ya,ne zamandır sesleri çıkmıyordu...Dedi meraklı ve endişeli bir tavırla Kiraz Hanım,ekledi arkasından -----Ne olmuş yine körolası sarhoş mu gelmiş eve,mendebur herif! -----Yok gız !hiç sorma hani şu bizim şiir yazdığımız site var ya,işte oraya Dönenin gocasıda üyeymiş... -----Eeeee ! Meraktan yerinde duramıyordu artık Kiraz Hanım ------Gız anlatsana çatlatma adamı... -----Eeesiii sen gir siteye,gizli gizli takip et Döne’yi,çaktırmamak için şiirler döktür,bizim Döne’de al bunu favori listesine,bu ona o buna formlar,yorumlar deeerrkeennn.... ------Eeeeeee bizim Döne’nin o abuk subuk şiirlerinide okuyormuş yani öyle mi? ------Sen daha dün geceki eklediğini görmedin,zaten gızılca gıyamet de bundan gopmuş,bilgisayarı falan gırmış adam... İki komşunun kapı ağzı konuşması ve küçük kıyameti koparan Selami Bey...Belki sizin favori listenizde de olablir... Ah şu internet,ne yaman seysin sen.Şeytana papucu ters giydirirsin sen... Şuna bakarmısın.Sen şairliğe soyun,şiirler döktür.... ----Şu bizim hanım ne yapıyor kırk saat başında,bu yemekler niye yanıyor,eşimi var,dostumu var,sokağa çıkmıyorki düşem peşine takip edem,kimle konusuyor,kimle görüşüyor...Diye düşmüş aklına demekki,en sonunda da böyle bir çözüm bulmuş kendince... İlk başlarda hoşuna bile gitmiş.Bizim garıda da ne cevherler varmış diye,gururlanmış.... Eşinin ic dünyasından esintileri okudukça,farklı yönlerini,isteklerini,az buçuk hayattan beklentilerini,hatta bizzat kendisiyle alakalı sorunlarına dair ufak ufak tiyolar,şifreler de aldıkça, hem çok eğlenceli bulmaya hem de eşine karşı davranışlarına hal ve hareketlerine de daha bir dikkat etmeye başlamış... Başlamış başlamasına da Döne Hanım da coşmuş ta coşmuş.Karısının şiirleri iyice bir rayından çıkmaya başlayınca,Selami Bey de huzursuzlanmaya başlamış tabii... Karısı konuları ve kullandığı tarz itibariyle epeyce bir rağbet görüyormuş haliyle. Favorilerine alan alana. Yorumlar desen gırgır şamata, o form senin bu form benim derken Döne Hanım sitenin gülü olmuş çıkmış,Rumuzuda ’koklanmamış gül’ olan Döne Hanım çocukluğunda da zaten,hiç yerinde durmayan,yakınlarının bile ’kurtlu bu çocuk kurtlu’diye isimlendirdiği hiperaktif bir çocukmuş... Yedisinde ne ise yetmişinde de o olur derler ya,Döne Hanım’da tam bir yaramaz çocuk afacanlığı ile,epey bi yaramazlık yapmış sitede...Şiirlerin de küfür,argo,müstehcenlik vs aklına ne eserse yazmış çizmiş,imgenin simgenin cılkını çıkarmıs,tabiri caizse... Hatta nereden buldularsa üç kafadar komşu,’K/ayıp imgeler’diye de bir kitap bulmuşlar,karpuz seçer gibi,nerde çizmeyi aşacak,nerde ağıza alınmayacak,alet edavat niyetine, hepsini bir güzel kullanıyorlarmış...Ama diğer iki arkadaşını sollayıp geçmis Döne Hanım...Yetenekte varmış hani... Ama cekirge bir sıcrar iki sıçrar,üçüncü sıçrayısı Döne Hanımın edebiyat hayatının sonu olmuş. En son eklediği siiri gören Selami Bey’in kan beynine sıçramış.Bizim garı elden gidecek kaygılarıyle geceleri uykusu kaçan,Selami Bey iyice zıvanadan çıkmış. Hiç bir şeyden haberi olmayan ’’koklanmamış gül’’Döne Hanım’ın boğazına sarılmış,en son yazdığı: BİR ŞİİR YAZDIM Bir şiir yazdım Patladı gitti Ar damarlarım Çatladı gitti ...... ...... Şiiri görünce,artık kendisini daha fazla tutamamış... Yermisin yemezmisin,bir taraftanda söyleniyormuş: Sabır taşı en sonunda, çatladı gitti,çatladı gitti,çatladı gitti...
Bir şiir yazdı şair
Patladı gitti Ar damarı şair’in Çatladı gitti Bodrum kat imdadına yetişiyordu böyle zamanlar Yazdıkları kadar yazarken olduğu ortamda sıradışı olmalıydı Daha bir havaya giriyordu sanki Bu seferki şiirini epeyce bir zaman bekletti asmadı sayfaya Çok emek vermiş gibi Demlemek adına Öyle zırt bırt yazarsa kalitesi düşerdi şak/şak/çı/larının gözünde Hem kendisi Hem sıra dışından da dışı Eserleri Hıım bu sefer ne yazmalı acaba diye düşündü bodruma inerken Gözüne eski ayakkabılar ilişti "Bir çift bot ve sanrıları" Evet adı bu olsun Şuh kahkaha atsın mesela ayakkabı boyası Ve finalde şair Kötü yola düşen ve hayatta tek başına kalan Bot’la izdivaç yapsın Serçelerin gözyasları kanlı aksın Ayakkabı bağı ve boyun bağı Jiletle intahara Şair ay ışığında atıyla Şaha kalksın Mutfakta domates sus yaşasın duygular tavan yapsın Salçalığına ağlarken Biraz isyan Biraz nisyan Tanrı vb söylevler Küfür argo tuz misali Azıcık dram Acı biber Tu kaka şiir’e Finalde şair sen öl yaşama Geber İşte böyle bir tema şimdilik bana yeter dedi ve başladı yazmaya Hayranları bu dilden anlıyorlardı çözmüştü onları Ego işte seviyordu takdirli övgülü yorumları Bitirdi gülerek şiir’i çıktı bodrumdan elinde kara defter Bilmez ki annesi merdiven başında bekler Aldı okudu bir çırpıda şiir’i "Ver bakalım neler karıştırıyorsun,neymiş şu bodrumun sihiri" Okudu önce sarardı Sonra morardı rengi Yok yok mübarek sanki çarşamba pazarı Tanrı şeytan şirk küfür Cin peri elma armut hepsini şiir’e süpür Hacı hoca üfür yavrum üfür "Kim yazdı kızım "dedi cevaptan korkarak Şair cevap verdi "ben"dedi tırsarak Anne yırttı attı kağıdı konuştu yüzü kızararak "Aferin kızım,iyi halt ettin" Dedi ve ekledi : Ayinesi İştir Kişinin,kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde. Etrafıma şöyle bir bakıyorum ve yaptığı işi ciddiye almayanların ne çok olduğunu görüyorum. Oysa insan bir iş yapıyorsa eğer, ne iş olursa olsun hakkını vermeli öyle değil mi? Devam etti ağlayarak: üzgünüm ne davar culuk ne kısrak ne de doruk atlarım yok hamamlarım hanlarım apartmanlarım katlarım ne gemilerim yatlarım yaşadıkça ömür ancak günahlarım katlarım dünyaya benzemez evlatlarım sanmayin burada olduğu gibi siz dağıtırsınız ben toplarım ana evlattan evlat anadan kaçarmış derler unutmayın gül tutan el gül kokar kim ki burada inci yakuttan taç yapar ahirette elbette o kişi başına takar lokman hekimin evladına verdiği öğüdü muhakkak okuyun daha vakit varken halınıza kiliminize en nadide nakışları dokuyun size vasiyetim bırakacak yok mal mülk para pul ama Rabbimin yolunda yürüyün daima mel"un şeytana sakın kanmayın kim ne ekerse onu biçecek unutmayın bu garib ananız da kendi bardağından içecek anlayın kıyamam azıcık canınız yansa yüreğim parçalanır amma o mekan o terazi o mizan bambaşka ne torpil var ne kayırmaca siz siz olun Hak Yoldan sapmayın beni hep arkanızda dağ gibi duracak sanmayın ana gibi yar olmaz elbet ne demiş büyükler ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar evlada dokunursa en ufak bir zarar analar karalar bağlar onların merhameti ummanlar başları göğe ermiş dağlar kadar amma velakin dünya fani Ahiret baki o merhameti biz analara bağışlayan Rabbimin Merhameti en güzel en hakiki bu aciz ananıza değil O Yüce Mevlamıza dayanın Onun sonsuz Rahmetiyle boyanın sözün kısası canım evlatlarım ana başa taç imiş her derde ilaç imiş geçin bunları kelin merhemi olsa kendi başına sürer çok çok uzun değil insan ömrü inanın adeta göz açıp kapamalık sürer unutmayın haaa ne kadar ekmek o kadar köfte dünyanın tatlı uykusuna dalmayın sakın ha sakın Ahireti unutmayın dedim ya yok malım mülküm atım arabam yatım katım yavrularım canım kuzularım size tek mirasım Rabbimizin yolundan ayrılmayın para pul mu en büyük değer maksat evlada faydalı şeyler bırakmaksa eğer faydalı olmaksa maksat erek tek maddiyat değil maneviyat da gerek ben de bu şiiri bıraksam evlatlarıma miras diye güzel olmaz mı sizler söyleyin şiir dostlarım çam sakızı çoban armağanı canım evlatlarım nacizane bu şiir miras değilse bile benden sizlere hediye |
faydalı olmaksa maksat erek
tek maddiyat değil
maneviyat da gerek
ben de bu şiiri bıraksam
evlatlarıma miras diye
güzel olmaz mı
sizler söyleyin şiir dostlarım
çam sakızı çoban armağanı
canım evlatlarım
nacizane bu şiir
miras değilse bile
benden sizlere hediye
Aşlama taşlama; biraz ona biraz buna dokundurmuş ve iyi de etmiş hani. Emek var kardeşim Allah taş yapar..EEEE ŞAİR DURUR MU.
ŞAİR DE BÖYLE YAPAR İŞTE..