Düş
Yere düş/tü ıslığım
aldım ağzımdan çaldığım şarkıyı koydum cebime tutup kanadından ayırdım maviyi elim kana bulandı kan mavi Laternacı gitmişti turladım biraz bulvarda bindim ordan geçen bir tramvaya gittim gittim gittim önceydi milattan watman düştü kafama taştan bir kalp buldum arasında tozların molozların içinde kadındı watman saçlarından bağcık kolye yaptım taştan kalpten taktım boynuma mehtaba çıkmıştı yıldızlar biri içlerinden tam görmedim ama kayıyordu patenle geldi üstüme üstüme paten paten önüme düş/tü gelip tam da arkamda bir ses soluk soluğa sonra dolaştım Yıldız parkında Beşiktaş’a indim sahile bir baştan bir başa geçtim denizi ayağımda paletler deniz yırtıldı bir kız geldi gölgesi pembe şeffaf ben saf saf dururken öyle uyandım ki uyuyakalmışım parkta bir kanepede bir düş/ündüm bir düş/ündüm anladım gördüğüm düş/tü hava güzeldi yazdı ne güzeldi pembe gölgeli kız paten yapan yıldız sabahtı bir kaç boyacı çocuk parkta kuş cıvıltıları ağaç dallarında dal uçlarında yaprakların yeşilinde geceden akan çiy dilimde bir ilahi gönlümde vahiy götürdüm elimi alnıma ölmemişti alnım hala oradaydı watman’da pansuman yaparken alnımdaki kanamaya yaralı iki adam daha görmüştüm kavgalı kavga benden uzak olsun aman dedim dilimde şükür kalbimde vahiy birden bir kelebek kondu elime oturdu Laternacı da gelip yanıma kelebeğin de gölgesi pembeydi kanatları şeffaf elimizde su şişeleri kan rengi tokuşturduk şişeleri Laternacıyla eğilip ıslığımı yerden aldım cebimden çıkarıp şarkımı ben söyledim o çaldı Laternacı alnımda ne bir acı ne bir yara hepsi düş/tü yere mevsim yazdı tarih olup not düştü takvim yapraklarına gördüğüm bir düş müydü bilemem bildiğim parkı da dörde katlayıp iç cebime koyduğum hatırladığım son şeydi sonra uzaklaştım oradan La Polama’yı çalarak ne güzeldi pembe gölgeli kelebek boyacı çocuklar ve yıldız pateniyle hepsi hepsi sürdü bir saniye Laternacı notalı kağıtta o eski sevdiğim şarkı ve watman kafama ne güzel düş/tü Yüksel Nimet Apel 9/Ekim/2010/Cumartesi/Bodrum |
sevgilerimle çok,sana ve kalemine..