Teşbihte Ütopya Olur
ne süratli bu hicran
uzunları yakmış üstüme üstüme kımıldayamıyorum, bu daracık rüyada biliyorum yine aynı şey olacak çarpacak uyku olacağım / mesela bir fabl kelebek konuşuyor : "uyumaya bile vaktim yok" / bu gece bir martıyı davet ettim yuvama sağ olsun biraz da deniz getirmiş yanında, yeriz diye tuzundan da koy dedim, çok acıktım. deli gibi dinledik kadehin içinde şarkı söyleyen balıkları sonra tam vurgun yiyecekken karaya vurduk, nefes aldık / kalıtsal bir utangaçlık hali erotik oda pusula dahi kaybetmiş yönünü en çok böylesi bir düş yakışırdı bize / çok çalışıyoruz bu şiirin duvarlarını örerken tamamen bir amele muhabbeti bizimki bir cümle tere razıyız / suyun elleri kupkuru dibine çökmüş ıstırap öpüşeceğimiz cadde tufana kurban tek çare secde, kedere gece tespihiyle doksan dokuz kere pişmanlık nato kafa nato mermer / bu ayrılık planlı işlenmiş yerde acımasızca yırtılmış bir şiir olay mahallinde uzun uzun kirpikler yerde ölü gibi yatan bir elveda ters çevrilmiş bir nazar boncuğu Oktay Coşar |