0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
799
Okunma
Bir pırıkem vardı benim
yaşım üç, belki dörttür
Şafak atmadan kalkar, beni de kaldırırdı.
uyku sersemi mahmur, izlerdim;
Yüzüne “Hakk, Muhammed, Ya Oli” diye suyu çarpışını…
Tekrarlardım ben de… Bilemezdim o zamanlar…
Sonra elimden tutardı,
tek katlıydı evimiz, gacuurr diye açılan kapısından çıkardık
O ses çıkarken bana “Şişşştt” derdi, sanki ses bendendi…
kıkır kıkır yüreğimle gülerdim haline…
Evin az ötesindeki tepeye çıkardık
Heryer sarı, karşımızda dağlar, sis aralanmış
güneş yüzümüze çalıyor
Gölgemiz ve biz…
Ellerini açardı Pırıkem,
“Ya Oli, Ya Xizir, Ya Düzgin
Ya Meleke sere sodiri
Ma re wayiren bı kere
Alla Alla”
O gözünden süzülen yaşları izlerdim…
gülümserdi bana, saçımı okşardı
bunu hiç unutmamamı öğütlerdi…
geri dönerdik evimize…
Öyle özledim ki sarı sabahları
O yüce yürekli kadını…
Şimdi istesem de ne beni şafağın nuru için kaldıran var,
Ne gözü yaşlı bana “aşk” ı anlatan…