1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1085
Okunma
Bir inşaat ustasıyım
nasır tutmuş ellerim
ağarmış saçlarımla
başını kaldırıp baktığında
sana hiç bitmeyecek gibi gelen
o güzelim gökdelenleri dikerim
mavi umutlara...
Beni koruyacak diye giydiğim tulumum da
eskidi artık üstümde.
Alnımdan süzülen damlalar;
yüreğimde göl oldu..
Hep başımdadır baretim;
ben uyarım da kurallara çalışırken
onlar bana uymazlar hep nedense...
Olur ya
tehlikelidir bu işler.
başına düşüverir taşlar, tuğlalar...
Ne güzel dostlarım vardı benim,
çakıl taşlarını armağan ettiler yıllarca bana
bir bir...
Umutları avuçlarımda sıkıp,
kum ettim.
Çimentomu hazırlamıştım hayli vakit evvel
gri bulut kaplanmış hayallerimden.
Parıldayan çakıllarımı,
dağ gibi kenara yığılmış kumumu,
boz renkli çimentomu harman edip,
gözyaşlarımla kardım harcımı..
Hergün bir kat çıkarım yüreğime
malzemeden çalmak çırpmak yoktur ben de hiç
ne de olsa yılların birikimi var elimde
Camlarım hep berraktır
bir hoşluk estirir içinizde...
Hele de mavili oldu mu daha bir hoş gelir,
Ama bir hamlede kesip atabilir elinizi...
Ne dostlar gördük ne dostlar;
en berrak cam misali..
Camlarımı takma zamanım şimdi...
Gülüşlerimle cilaladım hepsini.
Güneş vurdukça göz kamaştırır
artık benim gökdelenim...
Siz deyin bir dünya mutluluk;
Ben diyeyim bir yığın acının cilalı hali...
Hülya Berfin YALÇIN
5.0
100% (2)