KORKUYORUM !’’Ne ekersen onu biçersin’’ Masalın ana teması buydu Küçük bir kız kötülüklerin dizboyu olduğu bir ülkede yaşıyordu Kaf dağının eteklerinden topladığı İyilik tohumlarını ekiyordu Tüm ülkede iyilik çiçekleri büyüyordu En çok bu masalı sevmişti çocuk ’’Biz de ekelim anne’’dedi sesi benzi gibi sarı ve soluk ’’sağlık ekecek ve sağlık büyütecek’’diye düşündü annesi ’’bir kaç günlük ömrü ya var ya yok’’dediğinde doktor nasıl yıkıldıysa Şimdi tekrar çöktü omuzları Bir enkaz gibi çıktı ağzından sesi ’’Ne ekelim kuzum ?’’ Hayal kırıklığı yaşamasın istiyordu. Ya sağlık ekmek ister ve yeşermediğini gördüğünde üzülürse kuzusu Elini uzattı avucunda İki gün önce ’’Baban sana göndermiş’’ diye kandırdığı misket vardı Boşanmışlardı eşiyle altı ay önce Ardından amansız hastalık yapışmıştı yakalarına ’’ümit yok’’ Doktor için öyleydi ama İyileşecekti kuzusu biliyordu Yine de haber gönderdi babasına ’’murat ölüyor’’gel gör diye İki aydır bekliyordu Murat avutsun diye kendini O misketi almıştı Misketi hiç yanından ayırmıyordu gece bile onunla uyuyordu Murat avucundaki misketi gösterdi ’’bunu ekelim,büyüsün daha çok misketim olsun Korkuyorum,kaybolursa ben nasıl uyurum babamsız’’ Aldı elinden misketi sımsıcaktı ateş gibi yaktı elini Alnına baktı yoktu ateşi Demekki Küçücük yüreği kocaman yanıyordu Ağlamadı anne Gözleri artık kanıyordu Bahçeye çıktı Açtığı çukurun içine gömdü misketi Murat camdan annesini izliyordu Artık büyüsün diye ümitleri sabahı bekliyordu O gece çok yağmur yağdı çok Anne bir taraftan yağmur bir taraftan Sular sellere karıştı Gözyaşları yağmurla yarıştı Murat düş görüyordu ’’Aç anne perdeyi’’dedi Her sabah olduğu gibi Erkenden açardı güneşle konuşsun diye kuzusu Henüz sabah olmamıştı düşünde Gülümsüyordu Murat güneş gibi sımsıcak İzledi annesi sessizce Gece zifiri karanlıkta Bir adam bahçeyi kazıyordu Eşelediği topraktan Pırıl parlayan yüzlerce misket çıkarıyordu Camdan bakan Murat’ın gözlerinde yakamozlar oynaşıyordu İşte masal gerçek olmuştu Anne o sabah hiç açmadı perdeyi Perde kapanmıştı |