İçimdeki SEN
Bir istasyondan başlar yolculuk. Bir başka istasyonda biter. Ben o istasyona girme cesaretini dahi bulamadım. O yüzden başlamadı benim hayat yolculuğum… Gökyüzünde parlayan milyonlarca yıldız ve üzerine göz yaşı dökülmüş fakat göz değmemiş bir yastık. İki elem arasında olgunlaşan bir sevgi. Geceleri uyumadan önce hayalini kurup, geceyle bütünleşmek… bazen de çocuklar gibi tebessüm etmekti. İçinden gelerek ahh! Dedirten bir tebessüm. Kalbim kafesinden çıkarcasına atarken, aklım çoktan teslim olmustu sana. Körelmişti gözlerim güzelliğin karşısında ne bir yıldız ne bir güneş aydınlatamamıştı dünyamı. İçten içe eriyor mum gibi tükeniyordum adeta… senden gelecek bir ‘’merhaba’’ sözcüğünün kalbimin ritmini değiştirmesine kafiydi belki de sen benden habersiz aldığın her nefeste...ben o zamnlar sende bir hiçken, sen bende dünyalara sığdıramayacağım çok şeydin.
Adını henüz koyamadığım varlığını her daim hissettiğim bir duyguyu yasıyorum şimdi. Beni yok ettikçe bizi var eden bir duygu. Bazen çaresiz bırakıyor bazen de dünyaları sunuyor işte. Seninle aynı şehirde yaşayıp aynı atmosferde yaşama tutunmak ne güzel, aynı yollarda yürümek, yürüdüğün her yolda sinen kokunu bulmak ne büyük bir mutluluk… yürüdükçe senden bir parçalar bulup, kendimden dünyaları kayıp etmek ne büyük bir kazanç. Bazen de aynı şehirde olup iki yabancı gibi yaşamak, teneşirde ölüm solumak gibi sessiz ve korkulu..can vermiş bir beden.. Işıklar kapanıyor gözlerime sen ve senli rüyalar doluyor. İçimde sonsuzluğun nuru yanıyor ve tüm karanlıklar aydınlanıyor.. ay ışığı gibi yuva kuruyorsun gözlerimde sana yumuyorum gözlerimi yumulu göz kapaklarımda yaşıyorsun ve huzura giden yolda yüreğime giriyorsun.. Evet kendimden bile sakladığım bir duygu.. attığım her adımda aldığım her nefeste yüreğimde hissettiğim bir duygu.. baktığım her yerde gördüğüm bir duygu. Göz yaşlarımla yüreğime ilmek ilmek sızıp bedenimi ruhuma teslim eden bir duygu.. bu duygu sensin işte… |