FirariBir adımda geçtik tel örgüleri, Firari duygularda Yorumsuz bıraktık dürtüleri Firari duygularda Konumsuz bıraktık ürpertileri Ve firari duygularda Sunumsuz bıraktık aşk serüvenlerini Bizim meyvemiz aşk mıydı Ondan mıydı üzerimize yağan taşlar Kirli sakalları da ıslatmayı becerdik işte Duygu yükledik nasır bağlamış yüreklere Bir anı bıraktık, körelmiş beyinlerde Ve bir tel örgülü firarlarda, sınırların ötelerinde Yağlıboya resimlerle, pastel renkli anlatımlarla, Sılaya doğru, gurbet pullu zarflarda İadesiz taahhütlü gönderdik anlatımlarımızı Onurlu bir meyvedir aşk Üzerine yağan taşlarda onurlu, Atan onursuz ellere rağmen İki gövdeli ağaçta yetişmeli bu meyve Yetişmeli ki kıvamında olsun, tadı yerinde Taş yağmurları olmadan da olmuyor serüvenimsi bir aşk Bir adımda geçtik tel örgüleri Adı gurbetti bu bir adım ötesi tel örgülerin Ama biz gurbette değildik sıladaydık büsbütün Tel örgüler ötesi gurbet havası soluklarımızla İçimize işlemiş, sıla sinmiş yanımızla Firari duygularda Fermansız yaşadık öykümüzü Firari duygularda Dermansız taşıdık yükümüzü Ve firari duygularda Amansız sevdik birbirimizi Çölde çiçek olup açmayı da bildik Aç ve susuz yaşamayı da Ölümleri de bildik yaşamak için Onurla bu yükü taşımak için Ama ölmek değildi bizim sancımız Yaşamak ve yaşatmaktı inancımız O sebeptendir ki firari olduk sıladan ırak Kırıldı hain eller, isyan etti fermancımız Ve timsah gözyaşı tiryakisi kirli sakallar Sigarayı bırakır gibi bıraktılar, Tiryakiliğini timsah denilen hayvanın suretinde, Kuzu sesi duyumlarda akıttılar gözyaşlarını sessizce Usuldan aldılar pişmanlığın sancılarını bünyelerine Nasır bağlamış yürekler şimdi merhem diye sürüyorlar bizi Günden güne bir gül misali açıyor doğuyor yüreklerinde iman Körelmiş beyinler ant içiyorlar şimdi aşka dair Zihinleri bizimle aydınlanıyor, Düşünceleri aşıyor tel örgüleri ve yaşıyorlar sıla özlemini, büsbütün Aşktı bizim meyvemiz ve taşlanmıştı hain ellerce ağacımız Ve biz kutsal bir ağaçtık iki gövdeli, İmanımız gibi uluydu meyvemiz, aşk tadında aşk serüveninde Ötelerden aldık buyruğu, Ve sıla tadında yaşadık firari sevdalarımızı Ve lokman hekim reçeteli merhem olduk dertlere deva Hastalara şifa Ve bir akşam üstü, iliklerimize işleyen eylül yağmurlarında Aşk kuşandık mavzer yerine, süngü değildi belimizdeki Anadolu delikanlılığı başkaldırısıyla, Yiğitliğiyle çarpan yüreğimizin ve kılcal damarlarımıza kadar işlemiş cesaretiyle Türk benliğimizin; Tutsak ettik sevdalarımıza, ay ışığı aydınlığında bir akşam üstünün Kırk ikindi yağmurları eylüle yağarken, Biz iliklerimize kadar işleyen yıldız yağmurlarında ıslanarak, Bir adımda geçtik tel örgüleri, Firari duygularda, Körelttik aşka yorulmayan düşünceleri beynimizde Firari duygularda, Kirlettik sakallarımızı aşksız akan göz yaşlarımıza Ve Firari duygularda, Nasır tuttu aşksız çarpan tarafı yüreklerimizin Biz, tel örgülerin kıyısında iki gövdeli ağacız Dallarımız meyve vermenin telaşında Yeşilin en tazeliğiyle renginin Ve gurbet toprağında olan gövdesine inat Sılaya uzanan dallarıyla, Biz, hep meyve verme telaşındayız tel örgülere, Firari duygularda gurbet topraklarına inat Sılaya uzanan dallarımızla, Ama en tazeliğinde yeşilin Ama aşk tadında meyvemizin Ama sıla kokan yanımızla, Ve ölüme hazır anımızla sevdaya tutsak düşen aşk ululuğunda canımızla… Muhittin DAĞHAN 19.10 3 Nisan 07 |
Ama aşk tadında meyvemizin
Ama sıla kokan yanımızla,
Ve ölüme hazır anımızla
sevdaya tutsak düşen
aşk ululuğunda canımızla…
Güzel bir çalışma olmuş.Kutlarım.RABATLI