KARAELMAS YAZGISI
Maviye çalınmış kara,
Yeşile sürünmüş zift Elması sırtında taşır çuvallarla Topal katırla esmer fukara… Ayak uçlarımda simsiyah bir deniz, Kömür isini sırtında taşıyan bulutlar. Elmasın karasına yangılı Geniz Ekmek kömürün ağzında Gelmiş yakın uzak Altı kara üstü kara Zonguldak. Zonguldak, içlidir yeşili mavisi Memleketimin dumanı tüter ocağında. Ne yavrular kaldı yetim ana kucağında Yerin altında kefensiz Zonguldak’ın mazisi… Kazmanın burnuyla yeri kazacak, Yine binbir yerinden yaralı yüreği. Kazmasından alacak ekmeğini. Belki nasibini yine kazması kesecek. Ocaklardan tüten ateş, Kim bilir kimin ocağına düşecek? Ezelden mi karadır kaderi, Kaderi miras ebedle Ve miras çoluğa cocuğa Yazgıya teslim olmak edeble… Zonguldak’ın altı oyuk oyuk, Derdi başından aşkın derdi kendinden büyük. Zonguldak yazgısı kara bahtı kara, Bağrında açılır her gün başka yara… |