- düz gazel -o durul beldede kırçıl ve çakıl gibi benizleri nisâyı andıran duru yüzlü bir kardelenin soygun teninde pamuksu bir özlem ve ipek bir acının çığlığı minvâlini yitirmiş façalı bir bulutun gözcül çisili gibi o cemrenin en yalın hâliyle atlas halısı gibi serilmeliyiz şimdi yer yanağına sevgilim... ve şebnem dokundu demeli tenime mevsimin on yedilik kız zarifliğindeki o gamzeli nisâ(n) rüzgâr laterna ritminde kaldırmalı artçıl bir kuvvetle esmerliğini öpmeli karstik bir düş iki kaşının uvalasından süzülerek yay gibi dokunmalı dilinde keman telleri dokumalı öyle duru bir ezginin dev kazanından usulca dökülerek şimdi daha ölgün bir gölün perspektifinde ve mevlâ göz yaşlarını yaratırken saydam bir mercekten nasıl tebessümle uyanmalı iki yanağındaki o durağan obruk yüz yıllık ağrım diyorum bağrımda öyle yanık cehennem seni cennetin hangi renginde sevmeliyim sevgilim çivit bakışlı ömrüm böyle sararırken... |