PALYAÇOsiz bayım evet siz... hiç yüzünüzü yokladınız mı şöyle ellerinizle evet sadece ellerinizle kapatın gözlerinizi şöyle relax olun yani rahat olun canım farzedin ki.. masmavi sularda sırtüstü uzanıyorsunuz ve ılık bir meltem dağlara şarkı söylüyor ellerinizi... rahat bırakın yüzünüzde noldu bayım uçuş pisti kadar büyük de olsa yorulmak yok öyle dikkat ettiniz mi kirli sakallarınız ve hangarı andıran koca ağzınız bile yanaklarınızın taşkınlığını kapatamıyor herkesin bildiği aşina yüzlerden değilsiniz kare desem kare değil oval desem oval değil kemikli değil... kaşağı gibi sert bir cilası var teninizin ve göz oyuklarınızda fırıl fırıl dönen mercimek gözleriniz doğrusu gözlükler çok işe yaramış...ayrı bir hava vermiş bu kadar sermayesi zengin bir yüze daralan bir alın, basık bir kafa olağanüstü... elleriniz bayım... hani o ayı pençesi gibi olan elleriniz aynaların mı yoksa psikozu atmış beyninizin bir oyunu mu ? kendinizi peri padişahının oğlu hissettiren bilemem ya yürürken yukardan ayrık bir kavisle başlayan bacaklarınız yarım dünya mı desem yoksa davul mu...her neyse o koca göbeği taşırken içeri içeri kıvrılan ayaklarınız doğrusu size bulunmaz bir cazibe lütfediyor... ya konuşma stiliniz hoparlöre gerek yok siz buradan konuşun, yedi köyün imamı dinler uzaktan aslında sizin suçunuz yok bayım bütün suç insanların dna’sında...o kadar yüksek frekansa alışık olmadıklarından ne dediğiniz anlaşılmasın diye mi yutuyorsunuz kelimeleri yoksa heyecanlı tavırlarınız mı... tükmükle karışık kahkaha tufanlarını saymıyorum büyüleyicisiniz bayım her şey dış görünüş değil elbet ruh halinizi çözemedim bayım kendinizi beğenmenin dışında...iki ucu boklu değnek gibisiniz yemeyip içmeyip tapındığınız kaç banknotunuz kaç yüzünüz var insanlara sunduğunuz bilemem doğrusu zekanıza hayranım eski bir atasözü var ya “işten değil dişten artar “sözü tam size biçilmiş kaftan ah! bayım arada sivri çıkışlarınız olmasa sizi kanaatkâr kişilik sahibi olgun biri sanacaklar ki... oysa sizde ki hırs açgözlülük kıskançlık herkesten üstün olma çabası çıkarınız olmadığı bir kimseye yaklaşmaz, çıkarınız olduğunda da her hinliği yapacak kadar adisiniz tek memur maaşıyla daireler ...banka da yatırımlar...araba... ne kadar kasılsanız yeridir, bunlar kolayına olmadı,ömrünüz yarım asrı geçti...geçti de hani gururla söylediğiniz gibi bir çay bahçesinde oturup bir fincan çay bir simit yemediniz allahtan kurban bayramı derin dondurucular var..yoksa kestiğiniz kurbanla nasıl hava atar nasıl bir yıl idare ederdiniz hayatınızda bir kere tatil yapmasanız,kitap okumasanız,çocuklarınızla dışarıda bir döner ekmek yemeseniz,hiç sinemaya gitmeseniz ne önemi...hayatın yaşamanın dört duvar içinde geçmesinin ne sakıncası var banka da biriken paranız var ya...yeterli -para para para sihirli sözcük bu... işte bu sizin özgüven anahtarınız bayım bu durum nasıl da sizi güçlü hissettiriyor, nasıl da ruhunuzu doyuruyor değil mi... her şeyin somut olduğu bu dünya da soyut şeylerin ne kıymeti olabilir, siz o işlerden anlamazsınız zaten bir hayat felsefeniz de yok bahçede ki ot bile sizden daha geniş ufka sahip...en azından güneşe ve gökyüzüne bakıyor ya siz bayım küçük dünyanızda küçücüksünüz, ne savaşlar sizi ilgilendirir,ne vatan millet meselesi,ne toplumsal olaylar ne hayvan sevgisi ne insan sevgisi... işiniz gücünüz para para zavallısınız tam bir zavallı ve bana göre kocaman bir sıfırsınız bayım aynalarda bir de benim gözümle bakın kendinize yüzünüzün çirkinliği kalbinize, kalbinizin çirkinliği yüzünüze vurmuş... ayşe uçar 15/01/2013 |