İÇİMDEKİ MAVİtik tak, tik tak... yalnızlığın duvara yaslanmış halinin sesi bu. İşte cennet kadar uzak ve ölüm kadar soğuk halin. yoksun, yoksun... sen hiçbir yerdesin. anılarda bir resimsin. hayatımın küllenmiş çiçeğisin. başucumda gülümsemen yalan. şu çerçevenin içinde yok olup gittin sen. içim yanıyor içim ağlıyor ve artık benden geriye hiçbirşey kalmadı. bu odanın ikimizinde mezarı olmaktan başka çeresi var mı? söyle bana. Kavuşmanın imkansızlığıyle boğuşurken, gözlerini mavi düşlediğim sevgili sevmemek yok da yetememek var bazen. işin içinden çıkamamak var. beyaz dumandan bir düş gibi saklandığın sigaramdan koparıp içime alırken seni sanma ki hiç ağlamıyorum kırklık bebeğin ağzından emziğini çeker gibi kopardılar seni benden bebek bunu hatırlamaz ama ben yine yandığımla kalırım kirlenmemiş vicdanlarımızla verdiğimiz sözlerin her hecesi; şakaklarımda atan nabız gibi terli yastığıma bulanmış gözlerine bakmaktan korktuğumu kalbimin avuçlarında attığını bilmem bilir miydin? ah sevgilim yine bilir misin ki benim gözümde seni kimse hak edemez umutsuz yarınlarımın ışıltısı en soylu ruhların bile yanında kürdan kadar değeri yok... |