hissetmek ve yaşamak/senin parmak uçlarınla dokunmaktı hayata..Dünü düşünüyorum ve devamında ertesi günü ki uzak iklimlerin sağanağındaydım.. her yağmur damlasıyla.. anlar içinde azalıyordu saçlarına düşen suyun sayısı.. kendimi gömerken/kendime gömülürken ben.. dünya yüreğime katlanamıyordu.. sığınaklar hazırlıyordum dünün bir öncesi.. dilimdeki kelimeleri ıslatıyordu dilim.. ıslanırken..uslanıyordum.. uyku ruhuma dar geliyor.. sen kokan yataklara sarılıyordum ki dudaklarımdan düşen şarkı.. sızıp dişlerimin arasından parmak uçlarına kadar yol alıyordu.. hiçbir ses uğramadı kulak memenden içeri dilsiz martılara simit attım.. kalabalıklar içinde yalnız kalma korkusu yanaştı usulca sol yanıma.. burnun kaşındı sonra.. gözüm seğirdi.. içim titredi ki içini yerim dediğim düştü aklıma.. dudaklarım ıslandı.. ikiye böldüm zamanı.. ama çarpmadım üçle.. bir zeytini emdim.. yemeden önce.. dişledim.. acımadı dişim lakin doydum akan nehirlerin/ırmakların kadar suyuna ki sonra dolandım sarmaşık gibi köklerine ve durdum sırılsıklam kökünün içinde.. gölgen düştü sonra.. ne çok soru sordum.. alıp veremediğim sorulardı/anladım.. avuçladım yüzümü.. başımı almadım ellerimin arasına sakallarımda saklandım birkaç gece.. kapatmadım kapıyı “asla” hazırdı.. ana her ana.. evim.. sana hazırdı ki aç bırakmadım saksıda çiçeğini.. hiç tanımadığım kuşları besledim pencere eşiğimde.. parmak uçlarım kadar ellerim kadar ellerimden geldiği kadar ki dünün bir öncesi yaşayamadığım sabahları emanet ettim avuçlarına.. derin nefes aldım.. ciğerlerime dokundu havan gıdıklandım.. işaret parmağımın tırnağını yedim.. gülmedim tebessüm ettim.. bir sigara daha yaktım ölümü içimde hapis etmek için.. ıslık çaldım sonra hiçbir şey olmamış gibi/içini alarak içime yürüdüm.. yürüdüm.. yürüdüm.. senliğe vardım esenliğe sessizliğinde ki “hissetmek ve yaşamak, senin parmak uçlarınla dokunmaktı hayata” .. (...) |