2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1004
Okunma

Ömür kaç mevsimlik bir muamma
Kaç güz dönümüne gebe hayat
Kaç gün dönümüne veda edecek
Ve kaç sırla
Nihayetlenecek…
Kim bilir?
Belki bir elvedadan uzak
Yalnızlık koylarında yitip gidecek.
Ardında
Sessiz sedasız buruk bir türküye nakarat
Belki de iki ucu yanık bir ağıt bırakarak…
Nasıl bir yoldu hayat
Serap misali gelip geçtiğimiz
Bir yarışçı misali
Önümüze serilen kulvarda
İpi göğüsleyip serilecektik bir köşeye
Öyle mecalsiz belki de cansız bir bedenle.
Muhasebesini yapmadan dünün yarının
Bir veda ya kilitlenmiş beynimizin içindekileri de
Alıp götürecektik sonsuzluğa
Öyle ya tek geldik
Tek dönecektik bu yoldan…
Ömür kaç mevsimlik bir muamma
Kaç altın sarısı yaprak dökümü sokaklarında
Geride kalan güz baharla, gün dönümüne
Veda edecek.
Kim bilir
Kaç kilometre taşlarına takılıp
Yok, olup gidecek.!
Belki de
Takdirsiz bir hikâyenin
Nankör sayfalarına
İsimsiz
Bir not düşecek.!!!
Yaşarken garipti
Ölürken de garip gitti
Denilen…!!!
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin Uğruna”
5.0
100% (3)