çocuk yüreğinde sev beni..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın hayat bazen o kadar acımasız
o kadar zalim ve o kadar gaddar olabiliyor ki zehir ediyor insana yaşam denen yüce duyguyu tutunabilmek gerekiyor o an bir şeylere tutabilmek hayatın bir ucundan tutunduğun şey senin için ne kadar anlamlı ve önemli bunu iyi seçmelisin kar yağmamalı güvendiğin koca dağlara elinde kalmamalı tutunduğun dallar çaresiz kalıp yılana da sarılmamalısın hani hepsinden önemlisi... asılı kaldığında hayatın pencere kenarında parmakların uyuşup kollarında derman kalmadığı zaman seni, HAYATI BIRAK/MAKTAN VAZGEÇ/İRECEK bir sevdan olmalı... (...) Bıraktım... sen ucundan tuttuğun mevsimi bıraktığında/ bıraktım.. içimde bırakılmış birkaç söz gibi... anlam kargaşası içersinde bir diyalog, yaşamın tümsek aynasında güzel gözüke bilir miydi? bilmiyorum lakin zor olan birkaç söz müydü? yüreğinin inanmışlığından çıkacak acısız/sancısız/ hiçbir ağırlığın etkisi altında kalmayacak birkaç söz öylemi? denedim çokça ve bil ki sevgili; hiçbir şehir bulunduğum noktadan bu kadar güzel gözükemez/yüreğinin eşiğinde ki göçü bir kenara bırak.. oysa onlarca kez söylemiştim.. gittiğinde götürmüyorsan yüreğini sadece gidiyorsundur/inan bana.. hasrete kesik parmak uçlarınla dokunduğun nesnelerin değişmesi, ciğerlerine çektiğin soluğun değişmesi.. senden yeni bir düş var etmeye yetmeyecek ki ne de senden başka bir sen.. buradasın işte.. tenime gömülmüş dudakların.. olman gerektiğine inandığın yerdesin.. hiçbir intikam sesini açmıyor senin bu yüzden yüreğimde ne taşıdığımı biliyorum ciğerlerimi yakarken soluduğun nefesinin.. kelime aralarında saklanan tatlı bir bakış mı dersin.. senden arta kalan çocukça masum bir talaş mı cümle sonlarına düştüğüm derin dip not... okudum/izledim ben bu filmi.. kısır gitme telaşlarında.. gitmenin zor olduğunu anladığımda.. kala/kalmışlığıma inandım.. lakin kalmışlığımla birlikte senin yüzüne küs/tüm.. çünkü biliyordum.. götürmek istemeyeceğini biliyordum.. kanayan yüreğimin diyetine/ varlığının denk geldiğine inandım.. bil ki denedim de bir hesap hatası zamanlarda kalmışlığımla kaldım.. hani belki de demeyeceğim bir daha “belki” lakin günahı alınmış serzenişlerde denenmedik bir şey kalmasın istiyorum bende.. şimdi sakin ol ve ağırca nefes al, aniden değil.. hani hep varmışım gibi ve hani sonsuza dek olacakmışım gibi.. ve sen hangi an üst dudağını yakan nefesinle baksan içime giriyorsun sanıyorum/sıcağındayım.. ya tufan olacaksın yüreğimde yada senli başlayan bir milat benliğimde tarihimi yazacaksın geçmişten geleceğimin.. med-cezilerim de kıyılarından çektiğim kum tanelerin avuçlarımda.. tek tek sarıp sarmalıyorum avuç içi dokunuşlarımda ve ben seni hiç kırmadım biliyorsun.. ama hiç kırmadım sesime değen sesini.. orman içersinde bir su koyundayım hiçbir yere gidememiş kala/kalmışlığımda.. sakladım/saklandım.. kem gözlere inat kendimi ki hadi şimdi çocuk yüreğinde sev beni... (...) |