ÖMÜR MEVSİMLER GİBİÖmür Mevsimler Gibi Eskiden mevsimlerin yollarını gözlerdik... Şimdi bütün mevsimler beklemeden geliyor! Hele şu ilk baharı ne kadar çok özlerdik! Artık bahar güne gün eklemeden geliyor... Baharla bin can gelir ekerdik, yeşerirdi! Yaz gelince çiftçinin gözleri yaşarırdı... Güzün hasat toplanır, çalışan başarırdı! Kışlar, hasadı ata yüklemeden geliyor... Gözümüz açılmazdı o diz boyu beyazdan! Bıkardık soğuklardan, dondurucu ayazdan... Hiç bir şey anlamazdık ne kıştan, ne de yazdan! Hazan, bahardan bir gül koklamadan geliyor... Gençlik azametinin yıllar oldu uşağı... Zamanla doldu başlar eğdi olgun başağı! Yaş kemale erince, takvim yokuş aşağı! Aylar, mevsimler, yıllar yoklamadan geliyor... Mevsimdi, yıldı derken borçlar kabarıp gitti! Nefis denen öz varlık zevk-i sefaya itti... Kazanacağız derken zaman kalmadı, bitti! Hesaplar yüzü, gözü paklamadan geliyor... Günleri fark etmedik, aylar sanki gün gibi... Canım gençlik yılları nasıl geçti dün gibi! Saçların haline bak, değirmende un gibi! Ömrün sonu kapıyı tıklamadan geliyor... Antalya-2013/01 TDK yeşermek: yeşillenmek, gövermek, canlanmak... hasat: ürün, ürün kaldırmak, ekin biçmek... başak: arpa, buğday, yulaf gibi ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı... paklamak: temizlemek, arıtmak... Halil Şakir Taşçıoğlu |