Çalışan AnneSoğuktu elleri gece kadar, Gün doğumuna karamsarlıkla bakardı hep, Gecenin sabahla buluştuğu noktada, Başlarken kavga, Ne baba bonkörlüğünde, Ne anne şefkatindeydi hayat. Ana ocağından çıkınca bitiyordu saltanat. Çalışmak şarttı elbet, Lakin geride bırakılan yavrular… Onları bu büyük sınava tabi tutmaya, Hakkı var mıydı hayatın? Neden yetmez oldu maaşı babanın? Ne yıkılan yuvalara merhamet etti, Ne de yavruların ana hasretine. Çalış bakalım dediler, Gelene kadar elli sekizine. Ne eşliğini bildi, ne kadınlığını O hep görevini işyerinde yaptı. İşçiydi, işçi kaldı. Hep ödün verdi kendinden, Evde bebekleriyle vuslat, İşte bebeklerine özlem. Ah baba parası dedi, Tatlıydı da ne vardı çekip gitmeseydi. Ne anneliğini hissedebildi, Ne eline geçen aylığın saadetini, Ağlamak istese sebep bulamazdı. Çalışmak bana göre değil dese, Kimse anlamazdı. Ne tembelliği kalırdı söylenmedik, Ne de hazıra konan vurdumduymazlığı, Ne bilirlerdi Yavruların arkadan nasıl baktığını. Bugünde benim için gitme anne Gitme… Çalışmalıydı elbet Hayat buydu, İşine gelirse… |
Ne kadar çarpık bir hale gelmiş öyle değil mi toplum? İnsanların değer ölçüleri değişmiş. Öncelikler sırasını karıştırmış..
Oysa ki; kadın toplumun anasıdır ilk önce. Sağlıklı bireyler yetiştirmesi kendi sağlık ve huzurunun yerinde olmasına bağlıdır.
Bilmiyorum okuma fırsatı bulabildiniz mi, ama Anne Olmak isimli yazımda bu konuya temas etmeğe çalışmıştım. İşte bu noktada bizlere çok görevler düştüğüne inanıyorum.
Size de teşekkür ederim bu konuyu gündeme getirdiğiniz için..
Selam ve sevgiler..