Edep ya HûZemherinin ayıplarından uyanamadı daha Bahar coşkusuyla salıverilen edepsizlik Hangi mevsimin yalan söylemiyse artık Kandırılmış gençliğin dilindeki esneklik…. Örselenmiş nasihatlerin karabasanı gibi Ne dinlemeye çalışılmış, ne kulak arkası… Bugün olmaz belki yarın diye avunadursun Hangisi bilinmez ayıplarının elebaşısı… Yapma diyemeden daha bir ukalalık sergiler Sanki söylenen başkalarının münakaşası. Bir yalan perdenin arkasına saklanmış Sahte sevişmeleri gün yüzünde sanki Duymasan olmaz kaba homurtularını Ağzından salyalar çıkaran itler misali Garip sesleri ezberler olmuş bazıları Edepsizliğin tanımı bu dermiş gibi… Edep ya Hû, edep ey mahlûkat… Nereye bu tırmanış, ne bu vukuat? Yoruldum dişlerimi sıkmaktan artık, Ses çıkarsam da bitse yalan saltanat Koca ayaklarınızı çekin dünyamdan Edepsizliklerle olunmaz bir halt… Ülkü EYÜBOĞLU KAYNAK / 04.04.2011 |