gidişlerbeyaz yolllar vardır bir devrimcinin küskünlüğünde karanlıklara gider iç çatışmalara köprüler kurulur uzak çok uzak ilk nefes aldığım coğrafya don’mu durgun akar kızılırmak mı hangisine arşın tutsam deli kanım durulur gönlüm yorulur ne binüçyüzkırkbiri çektik beri ne bir cana kıydık nasıl yakamıza yapışan sevdaydı bu çelimsiz kuru bir çocuktum oysa hesap yanlış mı görüldü yüreğim benden önce mi büyüdü baş kaldırışlar kalın kitapların arasında saklıymış sığmadı körpe bedenlere kaçış sen;dramalı,fatsa’lı söylemiştin ya bana kantarı ekvator’un tam ortasına kurmalı arkadaş darasını yoksuldan yana almalı neden taşmaz koca koca denizler okumalı,teraziden iyi anlamalı adam dediğin yara almalı arkadaş gösteremezsin hamiyetinden aldığın yaraları beşli olmalı,martin olmalı yani,damgalı yaşamalı kuğulu nere bura nere ulan seyit bu kulağıma fısıldadığın ne yanık bir kelime eğer perem perem olmadıysan sende kötü alırım ahtımı bilesin tanırsın beni,nesimi’ye bile şükredersin ne kadar yağmur yağarsa yağsın gece bulanır sular bilmez kimse,en bulanık aktığında durulur öldüğünü sanma sakın her insan bir köprü başında vurulur kasım |
gece bulanır sular
bilmez kimse,en bulanık aktığında durulur
öldüğünü sanma sakın
her insan bir köprü başında vurulur
eyvallah dedim bu şiire.. yürekten kutlarken şiirin şairini... saygımla..