1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1485
Okunma
nihayetinde ya ben, ya yazar üçlü
ekin boyu düşe yazıp, yaza düştüm
kışa öper alnın yeri, yaza güçtür
paşabahçenin dibinde yazar ya sen üçtün.
içtiğimden dert yanmadım, yanan ağzım
yanan ağzın tahribatına yama nazır
ne yenecek canın ne çekilecek nazın var
sen nazım, kılıfına sığamıyorum bazı bazı
oksijene muhtacım, namlu nefes almalı
on ikiye beş var iken meçhûl failim
kör bi kurşuna bir tutam barut için hammalım
ele vermiyor dizeler arası failün mefaili
canına file, pencerenin merceğine rengim
teninle temasa geçen yün derimde frengi
ateşime yol verensin ve inan hâlâ aklımda;
göz bebeklerinin denizdi rengi.. denizdir engin
kızdım say. peki hangi anaya sövsün dilim?
bu ben miyim, aynada ki ben mi bu denli aşalık
inim inler sana düşman etmişken beni itin biri
zamanla hafızam öldürür seni tekrar tekrar başa alıp
bu gece ölümün objektifinde ki hedef bizdik
kadrajda ki kalbin tuz buz oldu, yürek siz biz
sabrı kahırlara dizip bünyeme yediriyorum
ne takıp takıştırayım? yahu bu düpedüz edepsizlik
her şeye rağmen... sevmek ibadetçesine.
sevgin ithafetçe, sinem alev, ateş, volkan
can yolda yorulur düşer bitap, lehçe siner
damarlarımın çeperlerini çatlatan ateş ol kan
damağında laçka azığım, filene dar
ağzım yalnız akça azığı bilene dam
hiçliği her bir şeyin bağrından yonttum
ben hiçbir şeyin her bir şeyini bilen adam
masivam.. neden karanlık bu çağın
ya göğün hatrı? özgürüm,hürüm.hakkım.
kar anlık bu çağda, çağından bıçağın.
lime lime gırtlağımda parçalanmış yün atkın.
yadımı tuzuna buladım uzuvla yol gördüm
acıyan canımın ahı esip duran şu yele zevk
güzün hayır, gül yüzün ayın on dördü
nisanın on beşi olmuş iken zehr diline pelesenk
5.0
100% (1)