Ne Temizler İnsanı
Geç dalınmış uykunun yorgunluğuyla
ihtiyardı güneş, doğduğunda şehrin ışıkları yandığında başladı dilimdeki isyanlar olmuyor kapatsam da gözlerimi karanlık olmuyor bir ölüp bin diriliyor adres bırakmadan gidenler tütünü bitmiş tiryakidir yalnızlık , düşer geceye düğün alayları geçiyor gelinleri duvaksız evlerin çatıları deniz, bacaları kayık alabora oluyor bir anda, başlıyor deprem uyumak bir sarhoşun düşünde masum öpüşlerle dilinde cehennem kokusu olanla değil olmayanlanla hasbihal görünene değil görünmeyene nazar ederken serinde delirmek korkusu şehrin çöpleri toplanmaya başladığında başladı içimdeki korku ne temizler insanı acı mı ölüm mü nerde ne zaman ve nasıl bir nefes ki gece alevden kor şimdi ölümü, ölene değil kalana sor Simsiyah |