Dirar İbni Ezver
( Şehitlerim, Can Şehidlerim: 52 )
(Ecnâdayn Savaşı’nda şehid) Dirâr ibni Ezver (RA) Asıl adı; Dirâr İbni Mâlik İbni Evs El-Esed olup “Ezver” baba unvanıdır, “Ezver” Eğri boyunlu anlamına gelir, Esved oğulları zenginidir Dirâr’ım. Kabilesinden heyetle Medine’ye geldi, Râsûlullah’a okur “Lamiyye Kasidesini,” “Kârlı bir alış-veriş yapacak mıyım?” dedi, Resûl, “Kârlı olacaksın” demişti Dirâr’ım. Orada Kelime-i Şahadet getirmiş, Resûl O’nu pek çok yere elçi göndermiş, Dirâr, görevdeyken Muhammed vefat etmiş, Medine’ye şimşek gibi gelen Dirâr’ım. Dirâr, Hâlid bin Velid emrine girmişti, Hâlid ile pek çok savaşlara gitmişti, Temim oğulları üstüne harbe gitti, Harbe giden orduya komutan Dirâr’ım. Mâlik İbni Nuveyre, zekata karşıdır, Dirâr, bunun için onunla çarpışır, O’nu esir edip Hâlid’e getirmiştir, Korkusuz, yiğit bir kahramandı Dirâr’ım. Kasidiye, Hire, Yermûk, Şam ve Halep’te, Emeği geçmiştir Dirâr’ın her fetihte, Yürekli, cesur bir yiğittir Yemâme’de, Her savaş için şiir söyleyen Dirâr’ım. Şam civarında, keşifteyken esir düştü, Arkadaşlarının yardımıyla kurtuldu, Dirâr ki; korkusuz, yürekli ve cesurdu, Gözü kara düşmana saldıran Dirâr’ım. Şam ilinde Rumlara tekrar esir düşmüş, Bu sefer türlü işkenceye maruz kalmış, Dirâr, tüyler ürperten işkenceler görmüş, Herakl’a baş eğmeyen cengaver Dirâr’ım. Herakl: “Arapların komutanı sen misin?” Dirâr der: “Evet! Sizinle harp eden benim, Ben Peygamber’in yolunda giden biriyim, Din uğruna cevap vermekten de çekinmem!” Herakl demiş; “Kime güveniyorsun sen? Burası merkezim, esirimsin benim.” Dirâr der ki: “İslamiyet dünyayı sardı, Sen kendine teselliler mi vermektesin?” Herakl: “Bilmiş olasın seni parçalarım, Dilersem seni aslanlara yem yaparım,” Dirâr der ki: “Öldürmek senin yapacağın, Sunu bil ki; ölümden lezzet alacağım.” Herakl’ın adamları kılıcını çekti, İmparator emredip “Vurun onu” dedi, Dirâr’a otuz iki kılıç birden indi, Kan revan içinde kalan yiğit Dirâr’ım. General Mika, O’nun haline dayanamaz, O çok önceden iman etmişti duyurmaz, Çıkmazlar içinde çare arar durmaz, Baygın bir halde yerde yatarmış Dirâr’ım. General Mika, Herakl’a fikir iletmiş, “Efendim, halkın içinde asalım” demiş, Dirâr’ı sırtına alıp evine gitmiş, Mika evinde tedavi olan Dirâr’ım. Dirâr, günler sonra sağlığına kavuşur, Mika’nın o anda sevinçten kalbi durur, Bu kadim dost, O’na uzun uzun konuşur, Allah’ın yardımı hep gelirmiş Dirâr’ım. Dirâr, kız kardeşine bir mektup yollamış, O sıra Antakya’yı Mü’minler kuşatmış, Mika, Dirâr ve dostlarını kaçırmış, Esaretten hürriyete geçen Dirâr’ım. Dirâr hemen Müslümanlar safına geçer, Kendine orada bir zırh bularak giyer, O yüreklice düşman saflarına gider, Dini uğruna savaşan yiğit Dirâr’ım. Dirâr, alanda gür sesiyle haykırmıştı, “Ey ehl-i salib! Esir Dirâr işte geldi, Herman’ı, Batros’u öldüren benim” dedi, Rum ordusuna kafa tutandı Dirâr’ım. Rum Istafan’ı bir darbeyle yere serer, Hâlid bin Velid zorda, o, yardıma gider, O, Allah için vurup, Allah için sever, Din uğruna “feday-i can” eden Dirâr’ım. Bu savaşta Müslümanlar çok kayıp verdi, Savaş alanında yatan üç bin şehitti, O yatanlar içinde Dirâr’da var idi, Selamlar olsun sana, güzel şehidlerim. Dirâr’ın bin devesi varmış bir zamanlar, Bu deve sürüsüne bakarmış çobanlar, Dirâr için bir şey ifade etmez mallar, İman aşkıyla yanmaktaymış o Dirâr’ım. Düşünmeli dostlar, hem de iyi düşünmeli, Dirâr’dan neyim eksik, neyim fazla demeli, Akl ederek, aradaki farkı da görmeli, Dünya bize de kalmayacak güzel yiğidim. Dayanabilir miyiz, Dirâr gibi zora, Biz “Allah, Allah” diyorsak düşünce zora, Ölüm haktır, elbet gelecek insanlara, Dünyadan götüreceğine bak yiğidim. İnsan, öğütleri sadece laf sanmasın, Dara düşünce “Allah” diyerek yanmasın, Şeytan denen zalime oyuncak olmasın, Ahirette her şeyden sorulur yiğidim. Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan. |
Gözyaşları ile okuduğum şiirleribniz bana Sahabe_ Kiram ( R.A.Ec) hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamı sağlıyor.
Allah bildiği gibi yapsın.
O en iyisini bilir.
Dualarımız Ümmetin mazlumları ve dertlileri içindir.
Selam ve saygı ile.