TANIDIĞIM BU ŞEHİR!..
Seni gördüğüm anda anlatmıştı kainat;
Dilinde akrep gezer dudakları engerek… Bunca yıldır beyhude yaş döken göze inat; Haydi gidelim gönül yolcu yolunda gerek; Dilinde akrep gezer dudakları engerek… Bekletmeye gerek yok şu Cebeci Garını; Sanma ki ardın sıra sallanacak bir mendil; Gözlerinden okudum aşkımın inkârını; Sönerken yüreğimde feri tükenmiş kandil; Sanma ki ardın sıra sallanacak bir mendil… Benden hesap soruyor dikleniyor üstelik; Kulağımda çınlayan vedanın iftirası; Sensiz nereye gitsem cep delik cepken delik; Kirpiğimin ucunda aşkının son kirası; Kulağımda çınlayan vedanın iftirası… Yarım kalan heceler dizilmiş sıra sıra; Konuş artık diyorsun sıkarak boğazımı; Biliyorum geç artık adam olmaz bu yara; Kim duyar senden başka kim duyar avazımı; Konuş artık diyorsun sıkarak boğazımı… Cinayet sebebiyim kan yürümüş gözüne; Düşman gibi bakıyor tanıdığım bu şehir; Ne olur kadehimde rastlamayım izine; Sokakları hatıran caddesinde hep kahır; Düşman gibi bakıyor tanıdığım bu şehir… Ali ALTINLI – 16/12/2012 Saat: 23:26 |
sairi kalemini ve yüregini kutlarim