eskiçağ kalıntılı bir oyundu bu
eskiçağ kalıntıları
bir oyundu yeleli atların özgürce gezdiği dilemmada yani o bozkır dolu asırlık berberde yani Marsilyada yani kelepir limanda ve hayret fosillerdi şehre bakarken Pal Sokağı’nın çocukları daha büluğa ermemiş ,ermiş masallarını bilmezdin manat,misket,football,basketball’du tek bildiğin Maradona yeni ünlenmişti Cüneyt Arkın baş kahramandı okulumuz korkunç bir nehre bakardı zaman su gibi akardı bir yerlerden Barış abi çıkardı "kol düğmeleri"gelir bizi bulurdu üç beş kişi olurduk "derdim(iz) dünyadan büyük "olurdu yani tek derdimiz akşama kadar oyun olurdu haydi eskiçağ kalıntıları, yeniden çağır bağır Belmondo gibi Marsilya sokaklarında bağır ağır geliyor şimdi bir Fransız olmak çöl gibi sağır yağmur yağıyor Gobi çölü kadar yağmur çamur sokaklarımız İstanbulun orta yeri çamur gidelim şimdi çünkü Edip Canseveri henüz kimse tanımıyor İlhan Berk Galata’dan çıkıp gelmiyor Şemsi Paşa Pasajında Şemsi Belli duruyor Fransız Konsolosluğu önünde bir şair tek başına gazete okuyor hay gazete eskiçağ, papirüs aylardan aralık mevsim güz bahara bir şey de bir şey bahar bahara görüşürüz "elveda Buhara." cengiz zorluoğlu |