bu şehrin her köşesinde bir sen var
giderken niye anılarını götürmedin?
bu şehrin her köşesinde bir ’sen’ var.. bu kalabalık şehirde yalnızlığımı koluma takıp yürüyorum. gölgem bile beni takip etmiyor artık. karanlıkta olanın gölgesi olmazmış. önümü bile göremediğim şu karanlık dünyamı, gelişinle aydınlatır mısın? bu şehrin her köşesinde yalnızlığımı hatırlatan bir sen var. artık güneş ısıtmıyor ellerimi, hep ceplerimde oluyor ellerim. tutmuyorsun ya hani, ceplerim oluyor sığınağım. sen hiç dokunmuyorsun.. bu şehrin her köşesinde unutmaya çalıştıkça hatırladığım bir sen var. aynı göğün altında bu kadar uzak olmak sana, sol yanımı acıtıyor. varlığının yokluğu her geçen gün büyüyor içimde. beraber yürüdüğümüz sokaklar, beklediğimiz kaldırımlar seni bana hatırlatıyor. bu şehir yokluğunda küsüyor bana! güneş bile eskisi gibi ısıtmıyor yeryüzünü, bu kez ceket uzatmıyorsun omzuma; üşüyorum.. bu şehir yokluğunda yabancılaşıyor bana! bilmediğim bir otobüse binip, hiç gitmediğim bir şehirde yaşamak istiyorum. senin nerede ve kiminle olduğunu bilmemek; ama iyi olup olmadığından haberdar olmak istiyorum. ellerim hala üşüyor.. ellerinde, ellerime hala var mı müsade? bu şehrin her köşesinde eksik anılarımızı hatırlatan bir sen var! şimdi bana bu hazin bitişten bıraktığın eksik anılarımla avunmak kalıyor.. hatırlıyor musun? bir balon almıştın. özgürlüğüne kavuşması için elimden bırakmıştım ve yavaş yavaş yukarı yükseliyordu. birlikte göğe bakarken bana dönüp ’ne kadar yükselirse yükselsin bir gün düşecek. yalnız düşmek zor, var mısın kolayına?’ deyip, tüm balonları gökyüzüne teslim etmiştin. şimdi bende düşüyorum sevgilim, yalnız düşmek zor.. var mısın kolayına? |