Ninnihangi akşam uzansa gecenin beşiğine duyulmamış ninniler söyleniyordu uyutmak için anıları bir bir ipe asılan günlerimin kurumayan yanlarıydı nemli acılar haylaz bir çocuğun sapanıyla kırılmış bütün sokak lambalarının zifiri karanlık gecelerde gırtlağımda baştan savma nefes alıştı yaşamak ön sözü hatalıyken üstü karalanmış son sözler yazılıyordu çocuk masallarına iliştirilmiş ve baykuş gagasında ölü bir kent taşıyordu içimde kaç sert rüzgarlı mevsim devirdi / bu koca gövde kaç kara gecenin şakağına silah dayadı sayamadım içimdeki mezar kemiklerini öldürdüm ne bildiysem eskiye dair nerem varsa sana kalan hepsi katil kara, borana kafa tutan kardelen umuduyla dokuz doğuran suskunluğun son paragrafında yürek susuyorum içimin kekeme çocuk dilinde deli yelinin getirdiği kavak gölgesinde ellerimle tutuyorum rüzgarları ısmarlanan yıldızlar çiziyorum göğün göğsüne ninnilere gereksiz gecelerim. s.u |