GÖÇ MEVSİMİDİR
Göç mevsimidir artık
uzun ve tozlu yollardan gelir kağnılar tekerlek gıcırtıları anlatır geldikleri yerin acılarını göç mevsimidir artık açılan kapılardan girince içeri dönüşü yoktur geri göç mevsimidir artık katar katar gelirken traktörler kamyonlar bir utancın ifadesidir tozlu yollarda ayak izleri kan izleri göç mevsimidir artık kafesteki kuşlar özğürlüge uçarken ırkından mezhebinden dolayı kafese konulmak istenirse özgürlüğe sevdalı insanlar insanlığın yüz karasıdır ıraktaki suriyedeki kafesler göç mevsimidir artık arap baharıdır şam’ın şekeridir farketmez kurşun acımasızdır hedef gözetmez petrol yok batı bir tek söz etmez göç mevsimidir artık rüzgar hızlı hızlı eser yıkar zülüm duvarlarını tarihe not düşer hatay’da özgürlük çadırlarını göç mevsimidir artık ayırırsa dikenli teller yavruyu anadan oğulu babadan bir mevsimin yüz karasıdır göç mevsimidir artık kendi yurdunda tutsaksa insanlar kendi dilinde okunmuyorsa ezanlar kar etmiyorsa çelik yüreklere zindanlar insanlığın kayıbıdır bir mevsimin ayıbıdır artık göç mevsimidir artık baharın müjdecisidir leylekler doğudan geliyorsa akın akın ulu çınarın dallarına yuva yapıyorsa bir imparatorluğun uyanışında batı trakya kırımda kerkükte gazzede mısırda şamda bilki özgürlükler yakın ya sabahta ya akşamda göç mevsimi göç destanıdır artık yıllardır uyutulan bir devin şanlı Türk milletinin uyanışıdır tarih yazışıdır tarihten önce vardı tarihten sonrada varoluşudur dünya ancak Türk’ün adaletiyle huzur bulur |