Panoramik İhtiraslarım
yara-lar, lar, lar,
böyle dalga dalga, dalgamsı, çoğul acılar kütüphanesinde her zaman okunacak bir ayrılık hikayesi bulunur elbet, onca sessizliğin içine gizlenmiş ve biliyorum elbet sizler o uzuvsuz hikayeleri ruhum bana küskün kalmasın diye uydurdunuz iyi de yaptınız şimdilerde ben hep onlardan yiyorum o hikayelerin etlerini kemiklerinden sıyırarak çünkü sizler her ağladığımda karanlıkta görülebilen fosforlu gözyaşları yapmayı öğrettiniz bana ki bu hüzünden oyunlar kırılsa da her sevişme arzumda yine de yapıştırmayı bildim minnacık mutluluklarım sayesinde cümlelerimi acımasızca ortasından ikiye bölüp de içinde papatyalar saklayan kadınlar dudaklarınızı şiirlerimin arasında kurutuyorum çıplak ayakla yürüyorum kalplerinizin üstünde biten kırmızı çimenlerin üstünde - sonu kasıklarına değen heyecanımı paylaşabiliyorsan eğer anlayabilirsin ne kadar savurgan bir yalnızlığım olduğunu ve biliniz ki ben artık büyüdüm kocaman bir monolog oldum yıllardır mesken tuttuğum bu tek katlı alfabemde ve elbette biliyorum girmek istiyorsunuz köhne kapısından üç sırlı kilit çıkıyor karşınıza sonra bazen pes ediyorsunuz bacasından duman tütmediğine aldanıp oysa biliniz ki ey kadınlar her zaman ocakta pişen taze bir cümlem vardır sizler aç kalmayın diye ruhumla siz, haşır neşir olun diye beni bazen böyle görebilirsiniz işte la fontain’in yanında on bin cümledir çalışan uysal bir çırak gibi mesela doğuran her masalın sonunda yavru bir masalı alıp büyütebilmek için göğüslerinizdeki harflere ihtiyacı olan biri gibi mesela geç kalmayın o yüzden az kaldı tirajı düşük düşlerimin yayından kalkmasına hiç olmazsa yalancıktan mutlu ediniz, sevgi dolu çıkmazlarımı hatta sizin çıkmazlarınızla yedinci göbekten, göbeklerimizden akraba olan çıkmazlarımızı - don kişottan mirastır her sayfada onlarca değirmen doğurmam bir ufak kadeh kırmızı şarap ve çıplak bir oda uğruna - karanlık daha fazla ne kadar soyunabilir ki bundan sonra o yüzden, onca yüzlerinizden her ağlayan bir kirpiğini düşürsün ben görmeden ben sırtımı dönmüşken, sizden armağan hayal kırıklıklarınıza tüm hazlarım şahit olsun ki her cümlem sizin yokluklarınızdan olmuştur o sebeptendir böyle zamanlarda çırılçıplak soyunup, imgeler denizinde boğulma isteğim böyledir bu şiirlerin vedasız sonları ben sizin meraklı tenlerinizde arınırken küt diye bitiverir, kokulu sonsuzluklarınız bile Oktay Coşar |