Kal Diyemedim Gölgene
Her gözlerine bakışımda
Ya ben yoktum yâda sen gitmiştin Şimdi hangi gözlere baksam sen varsın Oysa sana gelmeye korkak adımlarım Ya yine gidersen Aslında dağlarda doğmuşum Hem de bir sarı sonbaharda Sonra Çukurova buyur etti beni bağrına Ve şimdi kahpe İstanbul’ un Hayırsız girdaplarında boğuluyorum Can suyun gözlerinden akmalı toprağıma Nefesin ılgıt ılgıt dokunmalı yaprağıma Her dem başım dik dallarım salkım söğütse Akan suyunda can bulmalı bedenim Sokak taşı altındayım bastığın yerin Ve çakıl taşlarını ayıklayıp şiirde gömülüyüm Gökyüzüne hasretim ama nefessizce Gün batımı gözlerini görmeye çabalarım hala Dört bir yanım cehennem olsa ateşinle yanmaktan Erisem de yaktığın mum misali aşkından Resimlerini bir bir öpüp kokluyorum hala Yollarım nereye çıkar bilmem ama Aşkımın sende çakıştığı gün gibi aşikâr deli sevdam Mevsimlere peşkeşim Ay’lara hasret Yaşımı tadamadım mı nedir Unutkandım yine sendeki sevgilere Alışamadım gitmelerine Kal diyemedim gölgene bende |
gitmeyi diliyle söylemişse bile artık o yürekten çıkmıştır geresi boştur yazan kalemin susmasın dileklerimle kutluyorum