AŞK MADALYASIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Okşandıkça parlayan kemikten bir tespihtir aşk ellerimde.
O eşsiz pırıltılarıyla zümrüt pırlanta yakut ve elmas kıskanırlar onun makamını.Her elime aldığımda tüm varlığımı titretir ilahi ilhamdan aldığı kudret ile. Birer birer çekerken adedinin hududu sır gibi saklanmış tanelerini, her seferinde bile bile yudumlarım ikram ettiği zehirli şerbetini..
Dert yüklü kervanım uzar kıvrım kıvrım
Gamlı başım paratoner sevdalar yıldırım Acı ciğerimi deler aşk deşer baldırımdan Çelmeler hasretin doğrulsam kaldırımdan Tek mutluluk kaynağım sevgi dolu sesin Söyle bana ey sevgilim ses ver neredesin Bir kerecik bir kerecik daha görsem seni Giyerek geliversen bana o yeşil elbiseni Daima tek benim olsan intihar etse hüzün Ağlamadan ebedi iftihar ile gülse yüzün Kükreyerek püsküren yanardağlarım sönse Yokluğunla duran dünyam varlığınla dönse Bir boru çalınıp uyansa tüm heyulalar birden Ve bütün mevtalar dirilip kalksalar kabirden Uğruna savaşırım hepsiyle üstüme yürüseler Hatta çırıl çıplak bedenimi yüzüstü sürüseler Keskin kayalarda kalsa vücudumun kabuğu Her hücrem ile hissetsem dondurucu soğuğu Ardından çarmıha çivileseler duymam esef Milyonlar adedince oklarına edilsem hedef O hedeflerini vuran okların her biri var ya Aldığım gelmiş geçmiş en parlak madalya Ne üzülür ne feryad eder ne de dövünürüm Ölümüne sevebilmekten ancak övünürüm. Ben ölümüne severken hala nedir seni tutan Sevmek nedir bilmeden sevdim demeye utan |