DAYAN EY YÜREĞİM...Yüreğimin sokakları berduşlarla doldu Kapıyı çalmanda içeri girenler Ve bir hoşçakal demeden gidenlerle Yüreğimin kaldırım taşları gözyaşlarıyla yıkandı Bir gecem daha sabaha gebe ömrüm dinamitler üzerinde Fikirlerim düşüncelerim Patlamaya hazır bomba gibi Kah sukut ediyorum kah haykırmayı diliyorum Sevdalara yelken açtıkça ala bora oldum Batan gemi hep benim oldu Yürek sesim nefessiz sularda boğuldu Sukutu mu bozsam da duyanım yok nafile Kadehler beynimin damarlarında bir birine tokuşturulurken Yüreğimin çaresizliği ezip geçerken benliğimi Gözlerim den mateme dair birkaç damla düşer Düştüğü yer ıslak yanağım ıslak Hey hat duymayan sağır yürekler duymayan bensiz yürekler Ben gibi yüreğinize hasret gözyaşları dökülür mü acep Var mıdır bu derdin bu sancının bir ilacı Yüreğim son bir dal cığaram kadar kısa Çekiyorum son nefesi içerime ciğerlerim duman başım dumanlı Yıkık virane ömrün enkazları arasında Anka kuşunu anımsadıkça Küle dönmüş bedenime bir damla gözyaşı döküyorum Ve yeniden haykırıyorum Uyan ey ömrüm uyan ey yüreğim Enkaz olacak vakit değil diye Yüreğim sağır misafirleri sağır duyanların sırtı dönük Tek hücreli bir yaşam mücadelesi gibi Sallan da dur alabora oldukça batık bir gemi mezarlığına dön Bakışlar kin bakışlar uzak ve ırak dolu Huysuz vicdanım sessizliğini bozmaya başlamadan Karanlıklar dar sokaklar da ölümü anımsatmadan Bir şerefsizin kancıkça pusuna düşmeden Bir namert sırtımdan bıçağını saplama dan Titriyorum işte kala kalıyorum yerimde Bir mum alevi gibi yanıyorum Oysa yanan yüreğimi gören yok aydınlık gecenin esaretinde Oysa yanan benim güneşe inat aydınlık veren Kırılmış bir cam parçasıyım üzerime dökülen çiğ taneleri yıldız gibi yansır Dilimden dökülür kelimeler her bir hecesinde kahır yüklü Katarlarım boş yolum belli değil Ey yalnızlığın sinesini benliğime oturtan Yaradan Doğsun artık tenimin üzerine senin şefaatinle güneş Ve yeniden hayat yeniden doğmuşcasına merhaba demek adına Günahlarım sevaplarım cehennemde baki kalsın Gün olur devran döner kabir azabından kurtulursam şayet Yeniden doğduğumu kabul eder yeniden yaratıldığımı Dertlerden kederlerden arındığım bilirim Umut sadece senin affında gizli Tıpkı bir güneşin bitmeyen alevi gibi Benim yorgun yüreğim kaldırım taşlarına yığılmadan Yüreğim bu yolda kalleş pusulara düşmeden Bir yudum su için namerde el uzatmadan Kaldır yüreğimi yeniden can ver son nefesim benliğimi terk etmeden… |