İMAM HÜSEYİN'İ VURDULARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Mehdi Aksu
21 Kasım 2012/Yeni Mesaj Gaztesi İmam Hüseyin ve sünnet kavramı Hz. Hüseyin’in Kerbela’dan bizlere verdiği birinci mesaj sünnetin ihyasıdır. Bir yerde 124 bin peygamberin uğrunda gönderildikleri ilahi gayeler ve hedefler, İslam Peygamberi ile son bulan ve kemale eren ilahi kavramlar, Peygamberden sonra toprağa gömülmek isteniyorsa, yani din öldürülmek isteniyorsa... Böyle bir konumda Hz. Hüseyin (a.s) buyuruyor ki; “Sünnetin tehlikede olduğunu gören her Müslüman, sünnetin tahrif edilmemesi ve öldürülmemesi için üzerine düşen görevleri yapmalı ve tarafsız, duyarsız kalmamalıdır. Sünnetin ihya olması için Müslümanlar vazifelerini yapmalıdırlar.” Emeviler, Peygamberi ve İslam dinini toprağa gömmek istiyorlardı. Bunu yaparlarken dinsizlikle bunu yapmıyorlardı, aksine din adına bunları yapıyorlardı. Çünkü dinsizlik adına bunu yapamazlardı. Zira yaşadıkları toplum, zaman, zemin büyük bir ölçüde Müslüman’dı. İşte böyle bir ortamda dine ancak din içinde, din adıyla zarar verilebilirdi. İşte Emeviler bunu yapmaya çalıştılar. Emeviler’in hedefi gerçek Muhammedî İslam’ı yok etmek, vahyi devre dışı bırakmak ve dolayısıyla bütün kontrolü ve dünyevi çıkarları ellerinde bulundurmaktı. Hz. Hüseyin de bunları görüyor ve biliyordu. Hz. Hüseyin’in Kerbela’dan bizlere verdiği birinci mesaj sünneti ihya etmekti. Bunun delili ise, kardeşi Muhammed Hanefiye’ye yazdığı vasiyetnamede yatar. Hz. Hüseyin (a.s) vasiyetinde şöyle buyuruyor; "Bismillahirrahmanirrahim. Bu o vasiyetnamedir ki Ali oğlu Hüseyin kardeşi Muhammed’e yazmıştır. Hüseyin şahadet eder ki Allah birdir, tektir ve eşi benzeri yoktur." Aziz okuyucu; dönemin insanları Hz. Hüseyin’in Allah’a inandığını bildikleri halde, neden Hz. Hüseyin (a.s) vasiyetine şahadet getirerek başlamıştır? Çünkü O biliyordu ki, Yezid melunu ve Emeviler Hz. Hüseyin (a.s)’ı öldürdükten sonra, Hz. Hüseyin’in dinden çıktığını ve bu sebepten dolayı öldürüldüğünü savunacaklardı. İşte bunun için vasiyetine şahadetle başlamış olabilir. Vasiyetinin devamında daha sonra peygamberin peygamberliğine, Hz. Ali’nin imametine, cennete, cehenneme... Şahadet getirip ve şöyle devam ediyor; "Ben zulmetmek, fitne fesat çıkarmak, para, altın, arazi toplamak ve birilerine hâkim olmak için hareket etmiyorum. Doğrusu ben ceddim Resulullah’ın ümmetinin ıslah olması için hareket ediyorum. Ben marufa emretmek ve münkerden nehyetmek için hareket ediyorum. Ben ceddim Resulullah ve babam Ali gibi yaşamak için hareket ediyorum." Bu sözden şu anlaşılabilir; yani İslam Peygamberi (s.a.a.) Hz. Hüseyin’in döneminde yaşamış olsaydı, İslam Peygamberi de Hz. Hüseyin’in yaptığını yapacaktı ve yerinde oturmayacaktı. Şimdi Aşura’yı bayram ilan edenlere sorarız; o gün hareket eden Peygamber Efendimiz olmuş olsaydı ve Hz. Hüseyin’e yapılanlar İslam Peygamberinin başına getirilmiş olsaydı yine mi Aşura’yı bayram edeceklerdi! Hz. Hüseyin (a.s.) vasiyetinde babası imam Ali’nin siyresine de vurgu yapmıştır. Bu vurgunun manası şu olabilir; Hz. İmam Ali (a.s)’dan önce birileri hilafetin başındaydı. Neden, Hz. Hüseyin (a.s) ben ceddim Resulullahın siyresine ve falanca, falancaların siyresine göre ve bir de babam Ali’nin siyresine göre yaşamak için demiyor da, sadece ceddi Resulullahın ve babası Ali (a.s)’ın siyresine vurgu yapıyor. Ama falanca ve falancaların siyresine asla vurgu yapmamıştır. Demek ki, Hz. Hüseyin (a.s) ceddi Resulullah (s.a.a) ile babası Ali’nin arasında olan falanca falancaların siyresini kabul etmemiştir.
Allah için yaşarız, Allah’ın emrindeyiz
Allah’ın emri Ali, Ali’nin emrindeyiz Hüseyin gibi ölür, İmam Hasan oluruz Fâtımâ anamızdır, (SAV) Peygamber emrindeyiz. İslamiyet yürektir, Allah-Allah diyendir En azılı kafirse,Yezid Hazret diyendir Muaviye zalimi, Ebu Süfyan itinden Her üçü de şeytandır, Hakk’tan hakkı yiyendir. Kerbela katilleri, daim namaz kılarmış Allah’a şirk koşup da, Yezid ile kılarmış Dünya malına sattı, Resül ile soyunu Kalpleri birer Yezid, şeytan olup kılarmış. İstediğin kadar kıl, kıl olmaktan ötesin Ehl-i Beyt’e karşıysan, kuş misali ötesin Hüseyin’i vurdular, lanet olsun Yezidlere Eğer Yezid isen sen, kelp gibi hav ötesin. "YEZİD VE KALBİNDE YEZİD OLANLAR, İSTEDİKLERİ KADAR NAMAZ KILSINLAR; KALPLERİNDE İMAM HÜSEYİN İLE EHL-İ BEYT SEVGİSİ OLMADIKTAN VE EHL-İ BEYT GİBİ YAŞAMADIKTAN SONRA, ALLAH’A KARŞI GELDİKTEN SONRA İBADETLERİ NEYE YARAR ..!" |
HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/ Yûnus Sûresi/Sayfa:210/Cüz:11/17. Ayet: Artık, Allah'a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. ﴾17﴿فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾
KAYNAK: KUR'AN-I KERİM/Tevbe Sûresi/Sayfa:196/Cüz 10/61. Ayet: Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır." ﴾61﴿وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٦١﴾
KERBELA'DA, HZ. MUHAMMED'İN (SAV) CİĞERPARELERİNİ KATLEDENLER (PEYGAMBERİMİZİ İNCİTENLER) VE AYETLERİ GÖRMEZDEN GELENLER CEHENNEMLİKTİR)
AYRICA DA DÖRT AYLAR İLE İLGİLİ AYETLER VAR;
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:192/Cüz:10/36 Ayet:
Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah'a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. ﴾36﴿ اِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللّٰهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْراً ف۪ي كِتَابِ اللّٰهِ يَوْمَ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ مِنْهَٓا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُ فَلَا تَظْلِمُوا ف۪يهِنَّ اَنْفُسَكُمْ وَقَاتِلُوا الْمُشْرِك۪ينَ كَٓافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَٓافَّةًۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّق۪ينَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Tevbe Sûresi /Sayfa:193/Cüz:10/37. Ayet:
Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır. Allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılmak için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah inkarcı toplumu doğru yola iletmez. ﴾37﴿ اِنَّمَا النَّس۪ٓيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُحِلُّونَهُ عَاماً وَيُحَرِّمُونَهُ عَاماً لِيُوَاطِؤُ۫ا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللّٰهُ فَيُحِلُّوا مَا حَرَّمَ اللّٰهُۜ زُيِّنَ لَهُمْ سُٓوءُ اَعْمَالِهِمْۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ۟ ﴿٣٧﴾