4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1487
Okunma
söyle bana ey sevgili
hangi güneş ısıtır tenimi senin kadar
ve (s)arar kederimi yokluğunda
oysa ki bilsen ne çok üşürdü tenim
ellerini ellerimden çektiğin o anlarda
arazlı bitmez bir kabustu zaman bende
her yokluğunda uyanırken uykularımdan
şimdi kederlerimi teğellemiş garip bir yolcuyum
hatıralar bir flim şeridi gibi geçerken aklımdan
düş kırığı umutlarımı sığdıramıyorum bavullara
soğuk ve boş peronlar titrerken adımlarımdan
ölüm nedir ki ey sevgili ölüm nedir ki
oysa ki en acı ölüm
yaşarken yüreklerde ölenlerdir aslında
şimdi yüreğim minik bir karıncanın telaşında
yarınlar soğuk yarınlar meçhule uzandıkça
ve gözlerimde yorgun bir bulut dinleniyor
her gün yeni kederleri taşıdıkça odalarıma
oysa ki aynı gökyüzünün altındayız hala
belki de aynı sokaklardan geçiyoruz biz
kim bilir aynı şeylere dokunuyoruz
farkında bile olmadan
ve zaman arada gardiyan sevdama
biliyor musun? gittiğin zaman
önce şiirlerimi vurdular yüreğinden
umutlarımı çalarken kirli eller acımasızca
sessizliğin içinde bir kıyamet koptu sanki
sığındığım gölgelerin sıyrılırken canımdan
şimdi söyle bana ey sevgili
hangi mutluluk güldürecek yüzümü yaşantımda
sen içimde bir ölü olduktan sonra
vedaların boynu hep eğri olur derlerdi
inanmazdım
birde bir damla yaş düşermiş
her vedanın selasına
aysu
5.0
100% (8)